“Tabanca üstüme çevrildi, artık her şey bitti dedim”

TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın Meclis kürsüsünde yumruklanması, 19 Şubat 1969’da yine Meclis’te yine bir TİP Milletvekilinin, ünlü yazar Çetin Altan’ın dövülmesi ve tabancayla vurularak öldürülmek istenmesi olayını hatırlattı bana.

Çetin Altan, “Ben Milletvekili İken” kitabında bu olayı anlatmış, özetle şöyle demişti:

“Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülüyordu.

İçişleri Bakanı Faruk Sükan konuşmasında en ağır sözlerle yükleniyordu bizim partiye.

‘Böyle konuşamazsın’ diye bağırdım.

Sükan, bana dönerek ‘Nazım Hikmet’i, millî şair, vatan şairi olarak gösterdiniz mi’ diye sordu.

‘En büyük şair idi Nazım Hikmet’ karşılığını verdim.

Bu sözlerim üzerine Adalet Partililer sıraların üstünden atlaya, kenarından fırlaya, çığlık çığlığa, küme küme gelmeye başladılar üstüme.

Ayaktaydım. İlk geleni ittim. İkinci geleni de.

Biri arkadan çekti o anda ve sıraların arasına düştüm.

Tostoparlak olmuş, başımı sıraların altına saklamıştım.

Bir an bir tabancanın üstüme çevrildiğini gördüm.

Saniyenin binde biri kadar bir yıldırım düşüncesinde demek artık her şey burada bitti dedim.

Ve o an Yunus Koçak beni korumak için üstüme kapandı.

Tabancanın kabzasıyla onun başına vuruyorlardı.

Başından kan akmaya başladı Yunus’un.

Nermin Neftçi ‘Adam öldürüyorlar!’ diye çığlık attı.

Bu çığlık ve kan Adalet Partilileri biraz ayılttı.

Ortalık sakinleşir gibi oldu.

Kamil Kırıkoğlu koluma girmiş beni kaldırıyordu.

Nereye gidecektim, bütün kapılarda Adalet Partililer kümelenmişti.

Gözlüğüm kırılmış, kravatım dışarı fırlamış, gömleğim, ceketim tekme izlerinden simsiyah olmuştu.

Yunus’u hastaneye kaldırmışlar başını dört yerinden dikmişlerdi. Sadun Aren’in bir gözü görmez olmuştu.

Ertesi sabah 10’a doğru tekrar gittim Meclis’e.

Genel Kurul salonuna sağ salim, hatta biraz da atik adımlarla girdiğimi görenlerde bir hayret fısıltısı koptu.

Sanki bir hortlak mezardan geri dönmüştü.

Adalet Partililer benim bir çuval kemik haline geldiğim ve en az 3 ay hastaneden çıkamayacağım kanısındaydılar. Beni karşılarında dipdiri görünce ondan çok şaşırmışlardı.

Genel Kurul’da olmadığı için olayı seyredememiş olan genel başkanımız ise ‘Ben olsaydım şöyle vururdum, böyle vururdum’ diyordu.”

...

Milliyet gazetesi, olayı manşetten okuyucularına şu başlıklarla duyurdu:

“Meclis’te kanlı kavga... AP’liler TİP’lileri dövdü.

Kavgada Yunus Koçak başından yaralandı. Çetin Altan yerde tekmelendi.”

...

Şimdi biraz daha geriye gidelim ve 25 Şubat 1958’de Meclis’te yaşanan bir kavgaya bakalım:

Demokrat Parti Tekirdağ Milletvekili Zeki Erataman, Genel Kurul’daki konuşması sırasında “CHP yıllarca milletin aziz dinini inkâr etti” deyince ortalık bir anda karıştı.

CHP’li milletvekilleri tepkilerini sıralara vurarak gösterdi.

Daha sonra CHP ve Demokrat Parti milletvekilleri arasında yumruklaşmalar başladı.

Kavgada yaralanan milletvekilleri oldu.

Olayı Milliyet gazetesi manşetten şöyle verdi:

“Bir Demokrat Parti mebusu CHP’yi din mevzuunda itham edince Meclis’te kavga çıktı.

Sabah celsesinde çıkan arbedede 100’den fazla mebus birbirine girdi, havada çantalar uçuştu, 3 sıra kırıldı.”

Yazarın Diğer Yazıları