İnsan hayatı enflasyon hesabına katılsaydı…
Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini 6 puan artırarak yüzde 44’e yükseltti.
Bankanın 2025 enflasyon tahmini ise yüzde 14 iken yüzde 21 oldu, bürokratik lisanla söylemek gerekirse güncellendi.
Yani, Merkez Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu ne kadar uğraşırsa uğraşsın enflasyonu fazla düşüremiyor.
Onlara aramızda kalması kaydıyla bir sır vereceğim:
Türkiye’de insan hayatı öyle ucuz ki, şayet hesaplamada dikkate alınmaya başlanırsa enflasyon bırakınız yüzde 40’lara kesinlikle eksi değerlere düşer.
...
Bakın, resmi rakamlara göre bu ülkede trafik kazalarında her gün ortalama 18 kişi hayatını kaybediyor.
Yine her gün ortalama 8 kişi intihar ederek yaşamına son verirken, 5 kişi iş kazalarına, 5 kişi de cinayetlere kurban gidiyor.
Tıbbi hatalar yüzünden ölenlerin de haddi hesabı yok ama bunların çoğu “Tedavi sürecinde yaşanan komplikasyon sonucu kaybettik” denilerek kapatılıyor, resmî kayıtlarda yer almıyor.
...
Depremlere ayrı bir fasıl açmak gerekiyor tabii.
Marmara depreminde 17 binden, Kahramanmaraş merkezli depremde 50 binden fazla vatandaşımızı çimento ve demirden çalınarak yapılan derme çatma binalarda kaybettik.
...
Bazı yargı kararları da insan hayatını ucuzlatmak için bire bir doğrusu.
Ölümlü trafik kazasına yol açanların bile adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığına tanık olunmuyor mu?
Azılı katiller bile 16-17 yıl hapis yattıktan sonra özgürlüklerine kavuşup yeni suçlar işlemiyor mu?
“İyi hâl indirimi”, “Şartlı salıverme” gibi uygulamalar cezada caydırıcılığı ortadan kaldırıp suç işleme potansiyeli yüksek olanları yüreklendirmiyor mu?
...
Sonuç olarak diyeceğim şu:
Enflasyon üretimi artırarak, israf ve yolsuzlukları önleyerek düşer.
Masa başında yapılacak hesaplarla enflasyonu düşürmeye çalışmak beyhude çabadır.
“İlle de masa başında düşüreceğim” diye ısrar edenlerin acıdır ama insan hayatını da enflasyon hesabına katmalarından başka çareleri yoktur.