Şu zamanda Ömer Seyfettin'i anlamak
Ünlü yazarımız Ömer Seyfettin'in ölümünün 100. yılıydı. Üniversiteler, belediyeler, değişik kuruluşlar anma programları düzenlemişlerdi; ancak, salgın planları bozdu. Yine de kitaplar yayınlanıyor, dergiler özel sayılar çıkartıyor.
Daha önce bahsettim, Prof. Dr. Hülya Argunşah ve Prof. Dr. Nâzım Hikmet Polat, ilmî mesailerini Ömer Seyfettin'e hasretmişler, 36 yıllık ömrüne ne sığdırmışsa, dönemin bütün yayınlarını didik didik ederek, ismiyle, takma isimle, isimsiz ne yazmışsa ortaya çıkarmak için olağanüstü gayret göstermişlerdir. Milletçe kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Mensubu olduğum DTCF Akademi'nin çalışmasından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin, 12 Eylül'ün öncesinde ve sonrasında cefa çekmiş grubu, millî meselelerde hassasiyetini yine ortaya koyuyor.
Yakın zamanda Taşnakçı Ermeni zihniyetin Azerbaycan'a saldırısına karşı bütün kuruluşlardan önce, "Azerbaycan Türkiye'dir Türkiye Azerbaycan!" bildirisiyle Türk milletine tercüman oldu.
DTCF Akademi mensupları, Ömer Seyfettin'i hatırlatmak için ünlü yazarımızın değişik cephesini ele alan makaleler yazdılar. Burada eski TRT yöneticilerinden mekteptaşımız Arslan Küçükyıldız'ın toparlayıcı çabasından özellikle bahsetmeliyim.
Türk Yurdu dergisinin ekim sayısı Ömer Seyfettin ve Azerbaycan özel sayısı olarak çıktı. DTCF Akademi mensuplarının makaleleri bu sayıda da yer alıyor.
Azerbaycan ve "Turancı" yazarımız yan yana, iç içe!
Anadolu'dan Gönenli Ömer Seyfettin, 1911'de çıkmaya başlayan Türk Yurdu dergisinde Şuşalı (Dağlık Karabağ'da) Ahmet Ağaoğlu (Ahmet Agayef), Azerbaycan'ın kurucu cumhurbaşkanı Bakülü Mehmet Emin Resulzade, Hüseyinzade Ali (Turan) ile kalem arkadaşlığı etmiştir.
Prof. Dr. Hülya Argunşah, Ömer Seyfettin'in hikâyelerini daha önce yayınlamıştı. 100. yıl münasebetiyle Ömer Seyfettin üzerine yeniden eğildi, farklı noktaları ortaya koydu. Dergâh Yayınları arasından iki cilt hâlinde çıkan "Hikâyeler" 884+792 sayfa. Ardından makaleleri gelecek. 750 sayfayı buluyor.
Prof. Dr. Hülya Argunşah, Ömer Seyfettin'in bütün eserlerinin yeni basımı dolayısıyla şu açıklamada bulunuyor:
"Bu külliyat çalışmasının ilk baskılarını hazırlarken gözden geçirdiğim yayınlarda, Ömer Seyfettin'in metinlerine müdahale edildiğini, yayıncıların ya da külliyatı hazırlayanların hiç hakları olmadığı hâlde metinlerde kendilerine göre bazı ayıklamalar yaptıklarını ya da eklemelerde bulunduklarını ve metinleri tahrip ettiklerini üzülerek gördüm. Bu sebeple çalışmamın esasını metinlerin aslına, ilk çıktıkları yerlere giderek yayımlamak oluşturdu. (…) Daha önce yayımlamış olduğum metinler dâhil olmak üzere bütün metinleri yeniden gözden geçirdim. Okuma hatalarımı mümkün olduğu kadar ortadan kaldırmaya, metinler arasında imla birliği kurmaya ve dipnotlarda metinlerde yer alan isimler ve mekânlarla ilgili bilgiler vermeye, gerekiyorsa metinle ilgili bazı açıklamaları yerleştirmeye çalıştım..."
Benim de en çok hassasiyet gösterdiğim husus aslına uygun yayın yapmak. İmlâda oynayabilirsiniz. İster istemez zamanımızın imlâsını uygulayacaksınız ama kelimeleri değiştirmek yazara ihanettir, kültürümüze ihanettir. Sadeleştirsek dahi aslını yanında vermek mecburiyetindeyiz.
Ülkesini sevenin düşmanı çoktur. Hele bir Turancının daha çok. Ömer Seyfettin'in eserleri, "düşman" çatlatırcasına bütün Anadolu sathına, bütün Turan sathına yayılmalıdır.