Sosyal medyanın yüksek mahkemesi!

Facebook''un kendi oluşturduğu ve "Yüksek Mahkeme" adını verdiği kurul, şirketin 6 Ocak''taki Kongre binası gösterileri sırasında Trump''ın gönderilerini yasaklamak konusunda haklı olduğuna, ancak bunun belirsiz olmaması gerektiğine karar verdi. Kurul, Facebook''un önümüzdeki altı ay içinde "keyfi cezayı yeniden incelemesi" ve "uygun cezaya karar vermesi" gerektiğini belirtti. Trump, Facebook''ta o zamana kadar yasaklı kalacak!
Washington Times''ın haberine göre kararın ardından Senatör Elizabeth Warren, bir basın toplantısı yaparak, "Facebook, kâr amacı güden bir dezenformasyon makinesidir. Trump sonsuza dek yasaklanmalı, ancak Kongre ve antitröst düzenleyicileri bu tür güçleri dizginleyene kadar uğraşmaya devam edecek. Facebook''un, bu kadar büyük bir güce sahip olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu türdeki dev teknoloji şirketlerini parçalamamız gerekiyor." dedi.
Elizabeth Warren, Facebook''un "hükümetten daha büyük gibi davrandığı"nı, rekabeti yok ettiğini ifade ederek "Bu kararı veren grup kendisini ''Yüksek Mahkeme'' olarak adlandırıyor; onlar Yüksek Mahkeme değil, özel bir şirketin kurulu." diye mesaj da attı..
***
Sosyal medya platformları, gazeteler veya televizyonlar gibi kendileri yayın yapmaz, dolayısıyla, mahkeme kararı olmadan kimseyi yasaklamaya veya sınırlandırmaya hakları veya yetkileri yoktur. Onlara böyle bir yetki tanınması, yargı yetkisi vermektir ki bu kabul edilemez
ABD bir hukuk devleti ise orada da özel şirketlerin insanları cezalandırma yetkisi yoktur! Özel şirketlerin, insanlara fiilen ceza veriyor olması ABD''nin hukuk devleti iddiasını tamamen ortadan kaldırır. Bu bakımdan Elizabeth Warren''in itirazı sadece ABD için değil bütün dünya için önemlidir.
***
Türkiye''de iktidar üyelerini kendisi seçtiği halde Anayasa Mahkemesi''nin kararlarına zaman zaman saygı duymadığını ifade ediyor. Bir ara yerel mahkemelerden biri, Anayasa Mahkemesi kararına uymadı. İktidar ve medyası da o mahkemeyi destekledi ama fazla dayanamadılar. İktidarın destekçisi olan parti ise Anayasa Mahkemesi''nin kaldırılmasını istedikten sonra Yeni Anayasa önerisinde, genel yetkilerinin kaldırılması ve Yüce Divan yetkisi ile sınırlandırılmasını istedi.
***
Tabii Türkiye''de iktidarın neredeyse bütün icraatları hukuk açısından sorunludur. İktidarın dayanağı olan Anayasa değişikliğinin Meclis''te oylanması hukuka uygun yapılmamıştır. Referandumda atı alıp Üsküdar''ı geçmişler, yani mühürsüz oyları kabul ederek meşruiyet temelini kendileri yıkmışlardır. Dolayısıyla "Neresi doğru ki?" derseniz hak veririm. Zaten, son günlerde devletin dikişlerinin patladığı veya menteşelerinin gıcırdadığını gösteren sayısız olay yaşanıyor. Hukuk devleti, bundan sonraki dönemde en çok onlara lazım olacak.
Ülkücülerin kısa bildirisi
Aralarında 70''li yılların tanınmış ülkücüleri bulunan 150 kişi Montrö konusunda "Büyük Türk Milleti''ne sözümüzdür" başlıklı kısa bir bildiri yayınladılar.
Ülkücüler, bildiride "ABD''deki Halkbank davasının kapalı kapılar ardında Türkiye''ye Montrö ve Kanal İstanbul dayatmaları için şantaj unsuru olarak kullanıldığı söylentilerinin sosyal medyada yaygınlaşması üzerine; Lozan ve Montrö, Türk devletinin tapu senedidir, bekasıdır. Dost, düşman bilsin ki bu uğurda canlarımız da helaldir" dediler. Önemli bir çıkıştır. Zira böyle zamanlarda inanmış tek bir kişi bile çok önemli işler yapabilir… Kararlılık, başarının yarısıdır.

Yazarın Diğer Yazıları