Sorumluların hesap vermesi gerekiyor…
Diyanet, cuma gününe denk gelen 30 Ağustos Zafer Bayramı günü, cuma hutbesinde Atatürk'e yine yer vermemiş. Şaşırdık mı? Hayır. Çünkü ne yazık ki, alıştık!
Oysa Atatürk kurmuştu bu kurumu, tarikatlarla, şeyhlerle, dervişlerle mücadele için… Halkın dini açıdan doğru ve tek elden bilgilenebilmesi için…Din için…
Şimdi ise kurduğu kurum, adını anmaktan imtina ediyor; mücadele ettiği yapılanmalar ise altın kaşıkla besleniyor…
Evet, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıkladığı, belediyenin AKP'ye veya bazı tarikat ve cemaatlere yakınlığıyla bilinen vakıflara ve derneklere aktardığı paralardan bahsediyorum…
Atatürk'ün verdiği mücadelenin aksine, cemaatlerle iç içe devlet yönetme anlayışı bizi cemaat darbesi ile bile karşı karşıya getirdi ama görünen o ki akıllanmadık.
İmamoğlu'nun açıkladığı belgelere göre, para aktarılan vakıflar ve aktarılan para miktarları şunlar:
TÜRGEV'e 232 milyon TL, TÜGVA'ya 76.5 milyon TL, ENSAR Vakfı'na 30 milyon TL, AZİZ MAHMUT HÜDAYİ Vakfı'na 11 milyon TL, Erdoğan Aslıyüce'nin aynı adlı vakfıyla isim benzerliği dışında hiçbir ilgisi olmayan HOCA AHMET YESEVİ Derneği'ne 4 milyon TL, DARU'L FÜNUN İLAHİYAT Vakfı'na 2.5 milyon TL…
İmamoğlu'nun ağzından şu açıklamayı tekrar edelim:
"Daha işin başındayız. Şu an itibariyle iptal ettiğimiz vakıflara aktarılmış, verilmiş kaynaklar adına söylüyorum. İptal edilmiş tam 357 liralık sürece nokta koymuş durumdayız. Bunun içinde sadece bir vakfa yeme desteğinin 56 milyon liralık bölümü var. İnanılmaz. Bu milletin parasını nereye harcıyorsunuz? Bir bina yapılıyor, vakfa yapılmak üzere maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina İstanbulluya ait. Bu daha başlangıç."
Son cümleye dikkat!
357 milyon TL yalnızca başlangıç! "Yakında sizleri çağıracağımız ve israfı gözler önüne seren bir buluşmamız olacak" diyor İmamoğlu.
Üstelik İmamoğlu'nun açıkladığı veriler, yalnızca belediye bütçesinden aktarılanlar.
Yapacağı inşaat veya herhangi bir işlem için belediyeden izin almaya çalışan şirketler veya iş adamlarının "izni aldıkları tarihte" bu vakıflara veya derneklere "yardım" yapıp yapmadıklarına da bakmak gerek.
Tabi bunlar kaydı tutulan veriler… Peki ya kayıt dışı olanlar?
Henüz yerel seçimler gerçekleşmeden yazmıştık; "şeffaflık mühim, yeni başkanlar belediyelerde ne olup bitmiş tek tek açıklasın, harcama kalemlerinin neler ve ne kadar olduğunu söylesin" demiştik… Açıklamalar başladı…
Vergilerimiz nerelere, kimlere gitti bunlar tek tek açığa çıkıyor… Ama yetmez!
Hizmet almak için ödediğimiz vergilerle kime hizmet edildiyse, sorumluların yargı önüne çıkması gerekiyor!
Devletin asli kurumları dururken, yurt yapmanın neden bu vakıflara düştüğünü; bir partiye yakın olanların değil, tüm vatandaşların eşit bir şekilde yararlanması ve temel hizmetlere, ağaçlandırmaya, doğal afetlere karşı önlem almaya gitmesi gereken kamu kaynaklarının neden yalnızca bir kesime aktarıldığını; sorumlularının tek tek açıklaması gerekiyor…