Siyonizm’in dünya üzerinde etkisi nasıl kırılacak?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu sapıttıkça sapıtıyor.

HAMAS’a karşı başlattıkları saldırı, çocukları, anneleri, annelerin karnında yavruları, bütün halkı hedefe koydu. Bir gün kendisi ve savunduğunu sandığı İsrail’in masum halkı hedef olacak. Netanyahu bir keskin sirke!

Başından beri Filistin-İsrail savaşıyor... Her seferinde İsrail yeniyor ama, gittikçe daha çok kayıplar veriyor. Karşısındakiler, yeni yeni savaş taktikleri geliştiriyorlar. Bir gün yeneceklerine inançları tam olmasa, direnirler mi?!

Filistinlilerin kendileriyle savaşacak bir örgüt kuracakları, uçak kaçıracakları, intihar saldırılarına girişecekleri akıllarına gelir miydi? İsrail’de halk, İsrail devleti kurulduğundan beri tedirgin. Ben bu tedirginleri de yerinde gördüm, hissettim, anladım...

Suudî Arabistan’ın başşehri Riyad’da toplanan İslâm İşbirliği Teşkilâtı ve Arap Birliği Ortak Zirvesi’nde 31 maddelik bir sonuç bildirisi var. Bildiride kesin hatlar çizilmiş. Eskisi gibi sadece tavsiye değil. Çizilen sınırlara bakılırsa, “Ey İsrail, yaptıklarının bir bedeli olacak.” demeye getiriliyor. Ama Netanyahu’yu köşeye sıkıştıracak, kendi halkının linç etmesini sağlayacak, hiçbir tedbirden bahsedilmiyor.

Netanyahu, bu bildiriye çok öfkelenmiş… Arap devlet başkanlarına (diktatörlerine) emir buyuruyor: Arap liderlere şunu söylüyorum. Çıkarlarınızı, iktidarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapmalısınız: Sessiz kalın!”

İfadeye bakın: “Sessiz kalın!” ve diktatörler de sesiz kalacak... Hiç şüpheniz olmasın.

İçinizden kaç kişi artık haberleri seyredebiliyor?! Hepimizin içi kan ağlıyor. Babalar, anneler, kardeşler... minik minik yavruların ölü bedenlerini, içleri kan ağlayarak taşıyorlar. Ya yıkıntıların altında kalanlar, ulaşılamayanlar? Çocuklar, kadınlar... Binlerle ifade ediliyor.

Bütün dünya seyirci... Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kendi ülkesinde, Siyonist vahşetine karşı gösterileri dikkate almış olmalı ki, “İsrail uluslararası insancıl hukuku ihlal mi ediyor?” sorusuna şu cevabı vermişti:

"Bir partner ve dost olarak söylüyorum ki terör saldırısından bir ay sonra, bu şekilde başa çıkmaya çalışırsanız bence kınanan ve suçlu olan siz olursunuz. Bugün siviller bombalandı. Bebekler, kadınlar, yaşlılar bombalanıp öldürülüyor. Bunun hiçbir gerekçesi ve meşruiyeti yoktur. Bu yüzden İsrail'i durmaya çağırıyoruz. Ben hâkim değilim, bir devlet başkanıyım. Herkese uluslararası hukuku hatırlatıyorum ve ateşkes çağrısı yapıyorum.”

Bir Avrupa ülkesinden devlet başkanı nezdinde ilk çıkış onundu.

Netanyahu, Macron’a fena kızdı. “Gerçek anlamda ve ahlâkî açıdan ciddi bir hata yaptı.” deyince Macron hemen hizaya geldi, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’a bir özür telefonu açtı: “Aman mîrim beni yanlış anladınız. Sizi üzecek bir şey söyler miyim hiç…” demeye gelen saçma sapan sözler etti.

İslâm ülkeleri içinde net tavrı koyan sadece Türkiye oldu. Sağcısı da solcusu da Siyonistlerin saldırılarına, katliamlarını sessiz kalmadı. Saray, neredeyse İsrail’e savaş açacak noktaya geldi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, ocak ayının ikinci haftası New York’ta J.P. Morgan Chase & Co tarafından düzenlenen yatırımcılar toplantısına katılacaklar, ardından Davos’a gidecekler.

Saray, İsrail’e kesin tavrını koyduktan sonra, Mehmet Şimşek ve Hafize Erkan’ın yatırımcıları Türkiye’ye çekebileceklerine inanıyor musunuz?

Asıl mücadele, Siyonizm’in dünya üzerinde etkisinin kırılması için verilmeli. Onun için de İslâm ülkelerinin diktatörleri ikna edilmeli.

Yazarın Diğer Yazıları