Sistem çürümüştü şimdi çöküyor!
Erdoğan kurduğu sistemin kötüye gittiğini çok önceden fark etti. Bu nedenle 2017''de ''Metal Yorgunluğu'' terimini kullandı. 16 Nisan 2017''de bu akışı değiştirmek için gidilen referandum sonucu 9 Temmuz 2018''de başlayan başkanlık sistemi de yetersiz kaldı. Metal yorgunluğu çürümeye dönüştü. Şimdi patlayan bir kanalizasyon borusundan çıkan pislikler gibi her gün ayrı bir yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, ballı maaş ve ihale haberleri çıkıyor. İşin kötüsü sistemdeki çürüme artık çöküşe dönüşüyor.
Çöküşü görmek için kafanızı kaldırıp halka bakmanız yeterli. Milyonlarca işsiz, iflas eden yüzbinlerce esnaf ve firma, alım gücü düşmüş sefalet içindeki halk, salgında aşıya ulaşamayan ölen insanlar bunun ispatı. Artık bunların gerçek olduğunu ispat için rakamlar vermemize gerek yok. Zira Türk halkı bu gerçekte mutabık.
Bütün bunlardan en kötüsü ise umudun kaybolmuş olması. İnsanlar bu yönetim çatısı altında işlerin düzeleceğine inanmıyor. Ele geçirilmiş kanallar ve gazetelerde ''sahte bir cennet'' anlatılıyor, açıklanan rakamlarda oynanarak güya algı yönetilmeye çalışılıyor ama nafile. Hayatın acı gerçeklerine çarpan bu yandaş girişimler buz gibi eriyor. Halk yandaş televizyon ve gazeteleri, internet sitelerini takip etmiyor.
AKP kuruluş yıllarındaki çok yönlü ve çeşitli insan kaynağını kaybettikçe sınırlı bir fikir havuzundan beslenmeye başladı. Tıpkı akraba evliliklerinin doğurduğu sakat sonuçlar gibi sakat fikirler, ekonomi ve politikada ülkeyi çıkmaz sokaklara soktu.
Salgın ve sefalet ise en çok AKP''nin oy deposu olan şehir kenarlarını vurdu. En uçta yaşam mücadelesi veren mütedeyyin insanlar, daha salgın öncesinde geçmişteki mağdur türbanlı ablaların Range Rover, BMW X5''deki mutlu hallerini gördükçe zaten sistemi sorgulamaya başlamışlardı.
Salgında vatandaş bir tarafta ölüm kalım, bir tarafta açlık mücadelesi verirken, bir kesim ise arasında bölüşüm kavgasına tutuştu. Yönetim vatandaşa aşı bulmayı, maddi yardım desteği vermeyi düşünmedi. Aylarca insanlar maddi sorunlar altında ezildi ve salgında öldü. Verilenler de çok geç ve küçük yardımlar olarak tarihe geçti.
Sokaktaki insanlar bu çürümeden bıkmış durumda. AKP''lisi, MHP''lisi, CHP''lisi Meclis''teki tablonun tersine, bizlerin sandığından çok daha birleşik bir yapıdalar. Yukarıda da söylediği gibi sorunların ne olduğu konusunda mutabıklar. CHP''li market batarsa AKP''li toptancı iş yapamayacağını çok iyi biliyor. O nedenle başlayan bu çöküşün bitmesi için önce siyasi barış sonra adil, temiz bir yönetim istiyorlar.
Demedi demeyin, AKP''ye ilk seçimde en sert sandık cevabını; eskinin kaleleri, şimdinin öfkeli ilçeleri, Bağcılar, Güngören, Bahçelievler, Eyüp, Sancaktepe, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Sultangazi, Esenler, Fatih, Sultanbeyli, Kağıthane verecek!