Şemseddin Sami’nin teklifi
Size Şemseddin Sami’nin, Dr. Yüksel Topaloğlu’nun “Şemsettin Sami-Süreli Yayınlarda Çıkmış Dil ve Edebiyat Yazıları” çalışmasında yer alan bir makalesinden bahsedeceğimi yazmıştım. Makalenin başlığı “Lisan-ı Türkî (Osmanî)”. Makale Hafta dergisinin 12. sayısında çıkmış. Tarihi: 10 Zilhicce 1298 (3 Kasım 1881).
Yalnız bu makaleden bahsetmeden önce, Dr. Ahmet Zeki İzgöer’le birlikte yürüttüğümüz bir çalışmadan alıntılar yapacağım.
Mehmed Veled, Mevlâna’nın soyundandır ve Türkçü hareketlerin önemli ismidir. Soyadını eklemeden bilemeyeceksiniz: Mehmet Veled İzbudak (1869-1950).
Mehmed Veled’in, Resimli Kitab dergisinde “Lisanımızın Esasları ve Şemseddin Sami Bey” başlıklı bir makalesi yer alıyor. Veled Çelebi, Şemseddin Sami ile dost... Ölümünden 4-5 yıl sonra Şemseddin Sami’nin özellikle Orhun Âbideleri ve Kutadgu Bilig üzerine çalışmalarından bahsediyor. Mehmet Veled Bey, Şemseddin Sami ile sık sık bir araya gelip bu iki eser üzerine fikir yürütürlermiş. Şemseddin Sami’nin Orhun Âbideleri’nin belâgatine büyük hayranlık duyduğunu belirterek şunları yazıyor:
“Orhun Âbidesi’ni okudukça kısm-ı azam-ı beşeriyetin dalgın ve muattal bir hâlde henüz cehl ve amâ uykusunda bulunduğu bir devirde Türklerin gösterdikleri eser-i irfan ve hamâsete son derece hayretten kendisini alamazdı. Kültigin’in a’dâya karşı bahadırâne hücumlarını musavver olan hamâseti ve murakkas olmak üzere iki zıt hâssayı gayet mu’ciz, mu’cizliğiyle beraber tabiî bir surette imtizâc ettirmiş bulunan ibareleri okudukça fesâhatine, vazâhatine, sehl-i mümtenîliğine şaşar kalırdı.” (Resimli Kitab, S. 1, Eylül 1324 [Eylül 1908]).
Orhun Âbideleri, Türk ifade gücünün zirvesidir. Basit gibi görünür ama bu cümlelerin söylenmesi, bir araya getirilmesi zordur. Bu noktaya gelebilmek için, edebî ve fikrî derinliğin olması gerekir. Ne yazık ki 8. yüzyıldan öncesine gittiğimizde asıl kaynaklara ulaşamıyoruz. Orhun Âbideleri’ne gelene kadar Türk fikir hayatının önemli merhaleler geçirdiği muhakkak.
O zamanda, bunu idrak edecek insan bir avuç ama Osmanlı sahasının kültür hayatında çok etkililer. İçlerinde en çalışkan ise Şemseddin Sami görünüyor. Üstelik sıkıntı içinde peş peşe eserler çıkarıyor. Belki sıkıntılarını bir nebze azaltabilseydi Orhun Âbideleri’ni, Kutadgu Bilig’i onun kaleminden okuyacaktık. Nasıl ki, Kamus-ı Türkî, el altı sözlüğümüz, bu iki eser de muhakkak elimizin altında olacaktı. Eğer ömrü yetseydi, Divanu Lügati’t-Türk’ün gün yüzüne çıkışına şahit olacak, belki Kilisli Rifat yerine Şemseddin Sami çalışacaktı.
Şemseddin Sami, bir şey daha söylüyor: Kutadgu Bilig, Yunanî İlyada’dan daha üstündür ve lisanımızın ve kavmiyetimizin ıslahı için mekteplerimizde okutulmalıdır!