Satır arasından Fırat'ın doğusu!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu yaz hem terör örgütü için hem onu destekleyenler için sıcak geçecek, öyle görünüyor. Önce Münbiç'i teröristlerden temizleyecek, ardından Fırat'ın doğusunun tamamını kendimiz ve Suriyeli kardeşlerimiz için güvenli hale getirene kadar hiç durmadan yolumuza devam edeceğiz." dedi.
Dikkat ederseniz, Erdoğan, Fırat'ın doğusu için "güvenli hale getirmek" diyor! "ABD ile varılan mutabakatın çerçevesi" bu ifadeyle ortaya çıkıyor! Rusya da ABD'yi Suriye'nin bütünlüğü içinde PYD'nin hâkim olduğu bölgenin özerkliğine ikna etmeye çalışıyor!
***
Bir oyun bile hesabı yapılıyor!
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, "Herhangi bir siyasi partinin lideri veya üyelerine, kendi partilerinden istifa etmeksizin bir başka partinin listesinden aday gösterilebilme imkânı sağlandı." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimi için bir oyun bile hesabını yapıyor. Gerçi, parti liderlerinin başka partiden aday olabilmesi genel seçimler için getiriliyor ama Erdoğan, meselâ Sıvas'ta Muhsin Yazıcıoğlu'nun oylarını almak için böyle bir yola başvuruyor.
Bu durumda, muhalefetin de Sadettin Tantan, Osman Pamukoğlu gibi isimleri değerlendirmesi gerekir!
***
2010 referandumunu FETÖ mü yaptırdı?
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, FETÖ yapılanması hakkında "Hukuk bir silah gibi kullanıldı. Birçok el koyma, aramanın yanı sıra milyonlarca insan bu ülkede dinlendi. Önemli davalar ilk önce belirli yerlerde karar altına alındı. Daha sonra yargı sürecine geçilerek bunlar birer karar haline getirildi." dedi.
Cirit, "2010 yılı referandumundan sonra elde ettikleri HSK'daki üstünlükle birlikte yargıya odaklanarak operasyonel hale gelmişlerdir." diye konuştu.
Şimdi, "Peki siz o zaman bu yapılanmaya karşı ne yapıyordunuz?" diye sormak gerekir? Yine hukuk sisteminin, Türkiye'ye karşı silâh olarak kullanılmasına kim izin verdi? 2010 referandumuna FETÖ mü karar verdi? Bu işin sorumlusu, siyasi iktidar değil midir?
***
Şehirleri devletleştirmek!
Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen "Küreselleşme ve Kent Ağları Buluşması"nda konuşan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, "Kamu kurumları ve özel sektörün karar mekanizmaları kentlerde bir araya geliyor. Bu da kentleri politik ve ekonomik güç merkezlerine dönüştürüyor. Tüm küreselleşen şehirler gibi, İstanbul da bu süreçten payını, avantajlarını ve dezavantajları alıyor." dedi.
Şehirlerin politik merkezler haline gelmesi küreselleşmecilerin hedefidir. Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in ev sahipliğinde ve eski MOSSAD ikinci başkanı David Kimche'nin yönettiği ''The Glocal Forum'' tarafından 2006 yılında Ankara'da düzenlenen, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün de katıldığı 5. Glokalizasyon Konferansı'nda şehirlerin, küresel bir ağın parçası haline getirilmesi işleniyordu.
Bunun için Türkiye'de kurulan ağın, gençlik programları ve KOSGEB vasıtasıyla, bütün Anadolu'nun kılcal damarlarına yayılması hedefleniyordu. Bunu KOSGEB'in "Glokalizasyon (globalleşme+yerelleşme)" başlıklı raporundan anlıyorduk.
Raporda, "Glokalizasyon politikası, şehirden-şehire yaklaşımı öngörür, KOBİ'ler ilk etapta dış kaynaklar arayacaktır. Küresel ortamda yerel, ulusal ve küresel hükümetin tüm katmanlarıyla açık bir diyalog ve koordinasyon ortamının geliştirilmesi gereklidir. Glokalizasyonun hedefi, şehirlerin birbirleriyle iletişiminin sağlanmasıdır." deniliyordu.
"Yerel hükümet", "küresel hükümet" ne demektir?
***
Zaten 2001'de bir lobi şirketi vasıtasıyla Tayyip Erdoğan'a ABD'den gönderilen gizli belgede "Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve millî hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir." deniliyordu! Dünya kim?
Ve Cumhurbaşkanlığı sistemi bunun için getirilmedi mi?