Resmî ciddiyet budur işte!
Bir ülkede meydana gelen darbe girişimiyle ilgili o ülkenin parlamentosu neden bir başka ülkenin devlet başkanının danışmanını dinleme ihtiyacı duyar?
Nereden baksanız tuhaf, nereden baksanız fecaat, nereden baksanız absürt...
Oldu olacak şöyle diyaloglar olsaydı bari:
- Dugin'i de çağırıp dinlesek mi?
- Dugin kim?
- Aleksander Dugin...
- Tamam da o kim?
- Moskova Belediyesi'nde itfaiyeci galiba...
- Yok ya Dostoyevski'nin bacanağı olabilir... Şimdi Spartak Moskova'da malzemecilik yapıyor...
- Kızıl Ordu korosunda kabak kemane çalan birisi vardı... Dugin o olmasın?
- Sizi Allah sayıyla mı verdi bana? Adamı hasta etmeyin ulan... Herif Vladimir Putin'in danışmanı...
- Ne danışıyormuş Putin ona?
- Kazan'daki arsa fiyatlarını!.. Özellikle Akıncılar Üssü civarındakileri!.. Yahu darbeyi önceden bildirmiş ya onun için çağırıyoruz... Fesuphanallah...
- Darbe mi oldu? Nerede?
- Mısır'da... Tosun Paşa gitti, Marko Paşa geldi...
- Yeşil Vadi ne oldu o zaman?
- Melih parsel parsel satmış... Vadi madi yok artık... Zaten Müjde Ar da kocaya kaçtı...
- Yahu kafa mı yapıyorsunuz? Bu Dugin Bey darbeyi enişteden önce mi duymuş, sonra mı?
- Dugin daha önce duymuş... Duyar duymaz da ankesörlü telefondan bizim 155'i aramış...
- Ayıptır söylemesi, bizim yeğen telefonla oynarken ByLock indirmiş, onu da silebiliyor mu?
Aleksander Dugin komisyonda:
- Sayın Dugin, üzerine afiyet biz acaip bir darbe atlattık... Kafamızın üzerinde jetler uçana kadar ne olduğunu anlamadık yeminle... Allah aşkına anlatsana bu neyin nesiydi?
- Valla ne bileyim, galiba üstünüzde nazar var sizin, çok kuvvetli nazar... Kurşun döktürmeniz lâzım...
- Nazar dedin de aklıma geldi, sol gözüm seğirtip duruyor, yeni bir darbe falan olabilir mi?
- Bence nefesi kuvvetli bir hocaya görünün... Veyahut da Darbe Püskürtücü Baba Türbesi'ni ziyaret edin...
***
Şaka gibi her şey... Genelkurmay Başkanı derdest edilmiş... Kuvvet komutanları yerlere yatırılmış... Kimin, hangi devlet kurumunun, hangi güvenlik biriminin bu darbeden kaçta haberi olduğu, kimin kime saat kaçta haber verdiği, kimin kime haber vermediği, kimlerin telefonunun 'ulaşılamaz' olduğu, kimlerin sırra kadem bastığı, kimlerin telefonunu ve kendisini 'uçuş modu'na aldığı, kimlerin hangi tünel veya gecekonduda saklandığı karmakarışıkken elin oğlu Aleksander Dugin'e soruyoruz:
-Gardaş bizim başımıza ne geldi, anlat hele!..
Kuvvet komutanları ifadelerinde nasıl yere yatırılıp kelepçe takıldıklarını ve şikâyetçi olduklarını anlatıyorlar... Şimdi Dugin'e soracağız onlar namına:
-Dugin Bey, bize kelepçe vurduran ve yere yatırtan kimdi, bi söyle Allah aşkına?
***
Bu darbe teşebbüsü, başarılı olsaydı "Devlet Başkanı, Başbakan ve Bakanlar kim olacaktı?" sorusuna hâlâ cevap bulunamamış teşebbüs olması dolayısıyla dünya tarihinde bir 'ilk'i oluşturuyor!.. Dugin'in dinlenmesiyle de anlıyoruz ki, sıra dışılıklar devam ediyor!.. Bayrampaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'nden gerekli bilgi, belge ve istihbaratı alamadığımız için yabancılara soruyoruz "Ne oldu?" diye!..
Dost var düşman var, tabii çaktırmayacağız ve biz buna 'resmî ciddiyet' diyeceğiz!..