Protesto şart!
MHP, en sancılı dönemini yaşıyor. Böylesi bir dönem geçmişte bile hiç olmamış, dışarıdan kimse müdahale etmemiş ve sonunda MHP, kendi meselesini kendisi çözmüştü.
Her şey kanuna uygun olduğunu bildikleri için, mevcut MHP Genel Merkezi'nin komitacıları "düşman"dan medet umar hâle gelmişlerdir. (Çerkez Ethem ve kardeşlerinin Yunan'a sığındığını aklınıza getirin.) Onların Çerkez Ethem'den farkları ne?
Teşbih çok ağır ama, verileri yerli yerine koyunca, benzer noktaları bulursunuz.
Mevcut MHP yönetimi, Çerkez Ethem'in nizamî orduya itirazı gibi, nizamî kongreye itirazı var. Neden? Hukuk işlerse hak yerini bulacak; halkın istediği olacak. Mevcut yönetim halkla karşı karşıya... Halka rağmen, saltanatını yürütmek istiyor. Kongre safahatına kadar şiddetli top ateşine tuttukları Saray'dan medet umuyorlar.
Bu kadar çirkinliği düşünemiyorum. Kendi insanına karşı bir savaş açmadır bu! Buna "düşmana sığınmak!" denmez de ne denir!
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nde karar belli. Kongre toplanamayacak olsaydı, hemen açıklama yaparlardı. Belli ki imzalar atılmış ve karar muhaliflerin lehine çıkmış. AKP kongresi ve MHP kongresi arasında denge kurmak için zamanı belirsizleştiriyorlar. Saray'ın gazabını üzerlerine fazla çekmek istemiyorlar. Ama bırakın MHP'yi, ülkeyi kaosa sürüklüyorlar. Milyonlar bu haberi bekliyor.
Bir yerlerden işaret almasalar, böyle bir yola girerler mi? Mahallî mahkemeye bizzat en üst seviyedeki bürokratını gönderip muhaliflerin talebinin aksine karar çıkarttırmak için "rica"da bulunan, "Saray'ın her sözünü emir telakki ederim." diyen "Adalet"in başındaki zat, elbette Yargıtay'a da birilerini göndermiştir. Göndermesine de gerek yok. Saray'dan çakılan bir işaret, Yargıtay'ı harekete geçirmeye yeter. Biri gider ilgili daireye "rica"da bulunur ve karar muallakta bırakılarak MHP'nin içi karıştırılır, mevcut yönetime soluk aldırılır. Sonunda biliniyor ki, ne mevcut yönetim kalacak, ne MHP. Hesap çok açık.
MHP üzerinde oynanın oyun ve "düşman"dan medet umma, hukuk sisteminin nasıl felç edildiğini göstermiyor mu?!
Biz burada boşuna "doğrular"ı söylüyor, "hukuk"u hatırlatıyoruz.
Bizler kalemlerimizi, yenilik isteyen politikacılar mikrofonlarını gidip Saray'ın önüne bırakmalıyız. Halk ağzına bandaj yapıştırıp bizlere katılmalı, Saray'ın önünde sessizce oturmalıyız.
Eğer 15 Mayıs'ta MHP'nin kongresi yapılamayacak duruma getirilirse, böyle bir protesto çok anlamlı olacaktır.
Sonra Balgat'ta MHP binasının önünde gelmeliyiz ve haksızlığı -meşru zeminde- avazımız çıktığı kadar komitacıların yüzüne haykırmalıyız.
"Düşman"la iş birliğinin, 1970'li yıllarda İkinci Millî Mücadele'yi vermiş "Ülkücü Hareket"e nasıl bir ihanet olduğunu, hâlâ idrâk etmeyen/edemeyen mevcut MHP yönetimin beynine sokmalıyız.
Biz milletimizin bekasını düşünerek, meşru protestonun her yoluna başvurmalıyız. Bu hüzün günlerinde "düşman"la iş birliği yapanların ülkeyi nasıl bir felâkete sürüklediklerini göstermeliyiz ve kitlelere umut aşılamalıyız.
Var mısınız?!