PKK, KCK derken sıra BDP'de mi?
Hükûmetin ne yapmak istediğini, Yasin Doğan’dan takip edebiliriz. “Yasin Doğan” müstear isim. Asıl adı Yalçın Akdoğan. Milletvekili ve Başbakan Recep T. Erdoğan’ın danışmanı... Siyaset ilmi üzerine doktorası da var. R. T. Erdoğan’ın birçok konuşması, üslûbuna bakarak söylüyorum, Yalçın Akdoğan’ın kaleminden çıkıyor.
“Yasin Doğan” ın “Siyasi operasyon safsatası...” başlıklı yazısı bize ipucu veriyor...
Neyin ipucunu?
Baştan çok kısa alalım meseleyi...
Ak Parti, PKK ile uzlaşma yolu aradı. Sonra ne olduysa bu uzlaşma arayışını devam ettirmekten vazgeçti.
(Bunca yıl PKK yönetimiyle Avrupa’da, Salahaddin’de, Kandil’de görüş, görüşürken aman adamları kızdırmayalım diye, eylemlerini görmemezlikten gel, analar ağlasın, memleket zarar görsün, sen sonra vazgeç?.. Düşündürücü... Hakikaten adı konmamış “ortaklık” mı vardı? Hakikaten bir küllükte iki horoz ötmez mi deniyordu? Herhâlde öyle... Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın hiç gereği yokken yine etnik kimlik üzerinden siyaset yapmasına bakılırsa, PKK ve uzantılarına “Size lüzum yok, biz varız. Böleceksek ülkeyi biz böleriz” demeye gelen sözlerini, bütçe görüşmelerinin ardından, bitiş konuşmasında Meclis kürsüsünden dillendirmişti.)
Birincisi; önce PKK’nın üzerine gidildi ve gidiliyor... Daha organize... Üstelik öldürüp bitirelim, denmiyor. Mümkün olduğu kadar sağ yakalamanın yolları aranıyor (Kim akıl ettiyse esas olan sağ yakalamak... “Devlet”e bu yakışır!)
İkincisi; KCK operasyonları... Adamlar açık açık “devlet” kurmuşlardı. Devletleri çökertildi.
Üçüncü adım ne olacak?
Madem PKK temizleniyor... Hiçbir uzantı bırakılmamalıdır.
Büyük ihtimalle BDP’nin üzerine gidilecek.
Bunun ipucunu veren de Yalçın Akdoğan...
Bakın açık açık yazmış Yasin Doğan müstearıyla Yalçın Akdoğan:
“Ankara’dan BDP, Kandil’den PKK ortak ses veriyor. KCK operasyonu oluyor Kandil’in açıklamasıyla BDP’nin açıklaması örtüşüyor. Diyarbakır’da PKK operasyonu oluyor BDP’liler Kandil’dekilerden önce ayağa kalkıyor, BDP’li belediyeye operasyon oluyor Kandil BDP’den önce tepki gösteriyor. Öcalan’ın durumuyla ilgili mesajlar aynı, söylemler aynı...” (Yeni Şafak, 23 Aralık 2011)
Bunlar BDP’yi suçlu gösteren sıralamalar... Sonra “hukukî” meseleye geliyor Akdoğan:
“Eskiden PKK ile BDP arasındaki geçişkenlik veya ilişki malum olmasına rağmen hukuki sonuçları olmasın diye telaffuz edilmezdi. Bunun somut ilişki şeklinde tezahür etmesi ve taraflarca sahiplenilmesi açık bir pervasızlıktır, hukuka meydan okumaktır. Bu durumun normalleştirilmeye ve kanıksatılmaya çalışılması demokratik hukuk devleti içinde mümkün olmamalıdır.”
Son cümlede ne diyor “güzide” danışman:
“... demokratik hukuk devleti içinde mümkün olmamalıdır.”
Bu cümleyi nasıl okumalıyız? Devam ediyor: “Gerçekleşen operasyonlar hukuk içinde hukukun gereği olarak yapılmaktadır. Operasyonların hukuki sürecin parçası olması da yargının yetkisindedir. Hukuk devletinde her kurumun yetki ve görevi bellidir, yetkili birimler görevlerini yaparlar.”
Yine son cümlede “... yetkili birimler görevlerini yaparlar” diyor.
Yazısının sonuna doğru ne olacağını belirtiyor:
“... Aynı şekilde terör örgütleri ve ilişkili yapılanmalar karşısında da benzer bir süreç işler.”
Yalçın Akdoğan sorumluluğu olan bir kişi... Hukukî vetirenin işlemesi gerektiğini çok açık yazmış.
KCK’dan tutuklananların, BDP’nin yanında çok masum kaldıklarını herkes biliyor. Ak Parti, işi bu yazıdan sonra hukukçulara havale etmiş durumda: Harekete geçin, gerisini biz getiririz!..
Bekleyip göreceğiz.