PKK cenazeleri: Duygu birliğinden fikir birliğine
Türkiye bir savaşın içinde... Basiretsizlik, beceriksizlik ve hainlik bu savaşı uzatmıştır. “Hainlik” derken PKK’lıları kastetmiyorum.
“Türkiye Cumhuriyeti”yle hesabı olan kesimleri kastediyorum. PKK’nın vurduğu hedefler, o kesimlerin de enterne edilmesini istediği hedeflerdir. Onun için “cephe gerisi”nde “sağ” ından “sol”una birçok grup ve kişiden PKK destek görmüştür ve görmektedir.
Bir tarafta insanlar ölürken PKK’nın açtığı yolda yürümek isteyenlere fırsat verilmesi ayrı bir basiretsizlik, dar görüşlülük ve hatta hainliktir.
Bu kadar ağır itham ediyorum.
“Fikir hürriyeti”nden falan bahsedilmesin... Altımızdaki zemin kayıyor; hepimiz uçuruma yuvarlanacağız!
Bundan, devleti yönetenler kadar, “Türk”e kin kusan, ülkenin parçalanmasını isteyen kişi ve kurumlara kapılarını ve sayfalarını açan, maddî destek sağlayan kuruluşlar da sorumludur.
Bir topyekûn savaş çıkarsa bizim yerimiz bellidir. Ya onların yeri?.. Sakın “Vicdanî retçiyim” deyip kenara çekilmesinler, bir yere saklanmasınlar, cephenin gerisinde de bulunmasınlar!..
Hesaplaşacağız!
***
Meseleyi PKK’lıların cenazelerine getirecektim.
Devleti yönetenlerin bir gafleti bu! Cenazeleri ailelerine veriyorlar, “Alın tören düzenleyin, yas tutun, bütün köyü, kasabayı, şehri, dağı, bayırı başınıza toplayın, bir duygu seli akıp gitsin” diyorlar...
Bu duygu selinin arkası “kin”dir...
Sosyoloji okumadınız mı siz!
Bunun insanî hâlle, Müslümanlıkla, medeniyetle, AB kriterleriyle bir ilgisi yoktur.
(Muhterem MİT Müsteşarı Dr. Hakan Fidan Bey! PKK’lıların da ağzını açık bırakan “Öcalan çözümlemeleri”yle siyasî literatürde “referans” oldunuz. Hükûmet, “yas psikolojisi” nin insanları nereye götüreceğini ve nasıl bir siyasî netice vereceğini bilmiyor. Elinizin altındaki imkânlarla en iyi araştıracak olan sizsiniz. Akademik kariyeriniz de uygun buna... Bir rapor verseniz... Başbakan R. T. Erdoğan size itimat eder. Sakın ihmal etmeyin; çok önemli!
Not: Çok sunturlu, entelektüellerin bile anlayamayacağı kavramlar kullanmayın lütfen!)
***
PKK/BDP’nin cenaze törenleri için nasıl gayret gösterdiği bile bile hataya düşülemez.
Aliza Marcus diye bir gazeteci Reuters Haber Ajansı’nın İstanbul muhabiri idi. Yabancı muhabirler, PKK’ya pek ilgi duyarlar ve giderek kendilerini kaptırırlar. A. Marcus, bu yüzden Türkiye’de 1995’te mahkemeye çıkarıldı ve beraat etti. PKK’yı, bizzat eski PKK’lılarla görüşerek, halk içine girerek “Kan ve İnanç-PKK ve Kürt Hareketi” adlı bir kitap yazdı.
PKK’yı “haklı” görmesini bir tarafa bırakalım, onun bazı tespitleri çok işe yarayacak türde...
PKK’lının cenazesine sahip çıkış ve tören düzenleme 1990 martındadır. A. Marcus şunları yazıyor:
“PKK, insanların cenazelerini talep etmesini istiyordu. Bu şehitler -Türkiye’de, savaşta öldürülen askerleri için kullanılan ifadenin aynısı- Kürt direnişinin önemli bir simgesiydi ve ailelerin cenazeleri kamusal bir törenle gömmesini sağlamak, PKK mücadelesine yönelik sempati ve saygı göstergesi olacaktı.”
Elin yabancısı bunları biliyor... Siz nasıl işin farkında değilsiniz ey devleti yönetenler!
İlk tören o zaman 20 yaşında olan Nusaybinli K. D. için düzenleniyor. Ailesi de PKK destekçisiymiş. PKK’lılar, ailenin cenazeyi almasında ısrar ediyorlar. O zamana kadar insanlar cenazelerini almaya çekiniyormuş. Devlet bu defa sabaha karşı cenazeyi vermiş ama sabah yediye kadar defin işleminin yapılmasını istemiş. Annenin İzmir’den geleceği söylenerek naaş bekletilmiş...
Öğle vakti kalabalık toplanmaya başlıyor ve naaş Nusaybin’in bir ucundan diğer ucuna camiye götürülüyor, camiden sonra mezarlığa yürünüyor. Dönüşte olaylar başlıyor. İlk ateş kalabalık arasından açılıyor. PKK militanları bir türlü dağdan inip halkı ayaklandıramamıştı. Bu gösteriler beklediklerinin de ötesinde oldu... Cizre ve başka il ve ilçelerde gösteriler başını alıp gitti. Olaylarda altı kişi öldü.
PKK, şu anda görünürde şehirlerde eski gösterilerini yapamıyor. Cenazelerden medet umuyor. Siz bu fırsatı verirseniz, eski gücüne yine ulaşır.
Sırası gelmişken, PKK ile iç içe olan BDP’ye ikide bir “PKK ile aranıza sınır koyun” deyip durmayın... Hele bir Başbakan gerçekleri bile bile bunları hiç söylemesin.
PKK’nın yönettiği KCK çökertiliyor... Ya BDP? O ne olacak?.. Sırası gelmedi mi?