'Paralellendirilmişler' 'Görevlendirilmişler'(!)
Hz. Ali, "Ey insan, sen kendinin küçük bir cisim olduğunu sanırsın, ama bütün âlem senin içine sığdırılıp gizlenmiştir." der.
Şeyh Gâlib, Hz. Ali'nin bu sözünü harikulâde nazmetmiştir:
"Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen / Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen" ("(Ey insan) kendine hoşça bak; sen âlemin özüsün; sen varlıkların gözbebeği olan insansın.")
(Şeyh Galib'in bu beytini biliyordum, Hz. Ali'nin kelâm-ı kibarıyla bağlantısını bilmiyordum. Bağlantıyı Prof. Dr. Ömer Çakır kuruyor. Onun bir tebliğinden aldım. İlgili kelimelerle girerseniz, makale karşınıza çıkar.)
MHP'de, şu anda yönetim, "insan"ın "cevher"inden uzak. Kendisi bizatihi "araz". ("Cevher" ve "araz" kelâm ilmin kavramlarıdır. Çok kısa; cevher "öz", araz, "varlığı bir başka şeye bağlı olan".)
Şeyh Galib, tam da Balgat'takilere göre söylemiş yine:
"Ey hâme eser senin değildir / Ey şeb bu seher senin değildir" ("Ey kalem, eser senin değildir. Ey gece, bu sabah senin değildir.")
Şeyh Galib'in beyti tasavvufî. Biz dünyevî netice çıkarıyoruz. Balgat'takilere bakarsanız, her şey onların. Onlar varsa var, onlar yoksa yok. Kibir, arş-ı a'lâyı kaplamış. İçlerinden çıkana bile tahammül edemiyorlar. Kölelik sistemiyle yürüsün her şey! Hep "kendisinin içinde küçük bir cisim olduğunu" sansın; "bütün âlemin içine sığdırıldığı"nın farkına varmasın!
MHP'de yönetime talip kaç aday var? Şimdilik dört. Bu dört adayı bir başkasına bağlı düşünebilir misiniz?
Onları yaftaladığınız "Paralelci" ne kadar gerçekse sizin yaftalandığınız "görevlendirilmiş" de o kadar gerçektir!
R. T. Erdoğan, sevinçten uçuyordur: "O da benimle!" diyordur. Elleri havada, parmakları şıkır şıkır! Şınanay şınanay!..
Mevcut MHP Genel Başkanı da biliyor ki adayların hiçbirinin, bu adayların talebiyle imza atan hiçbir üst kurul delegesinin ve imza vermeseler bile "Sizinleyiz" diyen diğer üst kurul delegelerinin hemen tamamının "Paralel" dedikleriyle asla beraberlikleri olamaz!
Önceki gün, "Paralel" illa "Paralel" diyerek ve üstelik R. T. Erdoğan'ın (Tabir A. Öcalan'dan sâdır.) terminolojisini kullanarak nasıl kime niçin selâm gönderdiği çok açık: "Aman Reis, aynı saftayız. Bunlar partiyi ele geçirecekler. Paraleldirler. HSYK elinde. Şu kongreyi iptal ettir. Yargıtay'ı mı, YSK'yı mı, hangisini devreye sokarsan sok. Bitiyorum ben! Bak sonra iktidar olamazsın, yerime geçecek, taze kandır, milleti uçurur, başkanlık hevesin de son bulur. Arkası çok kötü gelir!"
Balgat'takiler özlerini öylesine kaybetmişler ki "Paralel" suçlamasıyla, nelerin önünü kestiklerinin bile farkında değiller. O zaman 17/25 dosyalarının hepsini kapanmış kabul ediyorsunuz; hırsızlık yok, rüşvet yok... Bir cemaat hem Ak Parti'ye, hem MHP'ye nüfuz etmek için darbe üstüne darbe yapmak istemiştir!
Yahu sokaktaki insan, Ak Parti'ye oy vermişler bile, "Çalıyorlar ama çalışıyorlar!" diyor... Yani "çalma" olduğuna kesin kes inanmışlar, siz, o zatın ağzına bakarak "Paralel" diyorsunuz.
Allah kimseyi enaniyetle imtihan etmesin!