Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Özbekistan’da ceditçilik Konferansı

11-12 Aralık 2023 tarihlerinde Taşkent’te milletler arası ceditçilik kongresi yapıldı. Kongrenin Özbekçe tam adı şöyle: “Cedidler: Milliy Özlik, İstiklal ve Devletçilik Gayeleri’ mevzusidegi halkara ilmiy konferansiya”.

“Milliy Özlik” kavramı için biz Türkiye’de “millî kimlik” diyoruz. “Konferans / konferansiya” kelimesi de yurt dışında sempozyum veya kongre kavramına denk geliyor. “Halkara” kelimesinin “milletler arası” demek olduğu da anlaşılmıştır sanıyorum.

Cedit, bilindiği gibi “yeni” anlamına geliyor. Ancak bir terim olarak ceditçilik, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyıl başlarında bütün Türk dünyasında görülen “çağdaşlaşma / aydınlanma” hareketinin adıdır. Hareket bu adı, İsmail Gaspıralı’nın açtığı ve açtırdığı “Cedit Mektepleri”nden almıştır.

Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye’sinde ceditçilik terimi kullanılmaz ancak “Tanzimat, Islahat, Türkçülük, Muasırlaşmak” terimleri de hep aynı kavramı ifade eder. Nitekim Ziya Gökalp önceleri “Yeni Hayat” terimini kullanmış, 27 Aralık 1917’de Yeni Mecmua’da çıkan “Türkçülük Nedir” başlıklı yazısında “Yeni Hayat” mefkûresinin bilahare “Türkçülük” namını aldığını belirtmiştir (bkz. Yeni Mecmua Yazıları (Haz. Salim Çonoğlu), Ötüken Neşriyat, 2018, s. 244).

Cedit mekteplerinin kurucusu İsmail Gaspıralı’nın genç yaşta, daha 1870’lerde İstanbul’a geldiğini ve İstanbul’daki Tanzimat aydınlarından etkilendiğini biliyoruz. Onun 1883’ten itibaren çıkardığı Tercüman gazetesi ve “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarı da Osmanlı ülkesi dâhil bütün Türk dünyası aydınlarını etkilemiştir.

Taşkent’te iki gün süren kongre ile Özbekler cedit geçmişlerini yeniden hatırladılar. Ceditçilik üzerinden millî kimlik, istiklal ve devlet yönetimi kavramlarına eğildiler. 20. yüzyıl başlarında yaşayan ve Semerkant, Buhara gibi şehirlerde cedit mektepleri açan, yeni usulde öğrenciler yetiştiren Münevver Kari (a uzun), Mahmudhoca Behbudî, Abdurrauf Fıtrat, Çolpan, Abdullah Kadirî, Avlânî, Osman Hocaoğlu gibi ceditçi aydınların çeşitli yönlerini değerlendirdiler.

Toplantı, Özbekistan Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Saide Mirziyayeva’nın (aynı zamanda Devlet Başkanı Şevket Mirziyayev’in kızı) himayesinde olması dolayısıyla Özbekistan basınının büyük ilgisini çekti. Onlarca televizyon kamerası iki gün boyunca toplantıyı izledi ve devamlı olarak bilim adamlarından görüş alıp yayımladı.

Görkemli açılışta Saide Mirziyayeva’nın Özbekistan kelimesinin 5-6 çeşit yazılışına dikkat çekerek “Daha ülkemizin adını yazmada birlik sağlayamadık.” mealinde sözler etmesi bizde, yeni Özbek alfabesinde iyiye doğru bazı düzenlemelerin olacağı izlenimini uyandırdı.

Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Japonya, Almanya ve ABD’den bilim adamlarının da katıldığı konferansta tam 60 bildiri sunuldu.

Özbek aydınları, ceditçi dedeleri üzerinden, “Türk birliği, büyük Türkistan, Turan” fikirlerini dile getirdiler. Mesela bildirilerden birinin başlığı “Ceditlerin Ulu Türkistan Gayesi”, bir diğerinin başlığı “Türkistan Cedit Terakkiperverlerinin Turan Gayesi” adını taşıyordu.

Ceditçiliğe yöneliş sadece sözde / bildirilerde kalmadı. Ceditçi siyaset ve fikir adamı, 1920’lerin başlarında Buhara Cumhurbaşkanlığı yapan Osman Hocaoğlu’nun konağı müze hâline getirilmek üzere devlet tarafından satın alındı. Bizler de 23 Aralık’ta Buhara’daki bu tarihî konağı ziyaret ettik.

1923-1968 arasında Türkiye’de yaşayan Osman Kocaoğlu’nun oğlu Timur Kocaoğlu bilindiği gibi tanınmış bir Türkolog’dur. Babasının evinin müze yapılmasında ve Taşkent’teki ceditçilik konferansının düzenlenmesinde olağanüstü çabaları olan Timur Kocaoğlu’na Özbekistan’da gösterilen rağbet de ceditçilik ruhunun somut bir örneği olarak belleklerimize kazındı.

Yazarın Diğer Yazıları