Özal ve Dış Türkler

Abdulvahap Kara, Türk dünyasına kendisini adamış bir arkadaşımız. Tarihçidir, doçenttir. Konu Türk Dünyası olunca bıkmadan yorulmadan çalışır. Kendisi Kazakistan asıllıdır. Zor zamanda ailesi Türkiye’ye göçmüş ve Anadolu kültürüyle yetişmiştir ama aileden aldığı kültürle Orta Asya-Türkiye arasında çok rahat köprü kurmuştur.
Abdulvahap Kara gibi arkadaşların varlığı ne için çok önemli biliyor musunuz? Türk varlığı için...
Orta Asya ülkelerinin kendilerine gelişi ancak 20 yılı buluyor. Kökleri Türk’tü, “Türk” adını bile bilmeyen çokluktaydı.
Abdulvahap Kara, etnik kimliğinin şuurunda ama bir “Türkçü”dür. Bu “Türkçü” kavramı, çok kişiyi, özellikle, Türk’ü etnik bir kimlikle göstererek cim karnında nokta yapmak isteyenleri ürkütüyor. Hâlbuki, “Türkçü” olmak, “ırkçı” olmak değildir; bir milleti diğerine üstün görmek değildir! Müslümanlıktan çıkmak hiç değildir; bizatihi Müslümanlığı da ifade etmektir. Komünizmle eş değer “İslâmcı” anlayış (Neden ateistlerle kol kola olduklarını anlayın; biri inanmayan beynelmilelci, biri inancı kendinden menkul beynelmilelci!), “maşalık” vazifesi gereği “Türkçü” deyince, kavrama menfî anlam yüklemekte çok mahirdir.

***

“Türk dediğin nedir ki” diyen Turgut Özal, sonunda Türk dünyasıyla irtibat kurulması ve kaynaşılması için son zamanlarda hamle üzerine hamle yapmıştı.
Bir kuruntu yüzünden mezarı açılıp zehirlenip zehirlenmediği incelenen Özal, 11 günlük Türk Dünyası ziyaretinden dönüşünden iki gün sonra ağırlaşmış ve vefat etmiştir. Eğer zehirlendiyse, muhtemelen, Türk Dünyası gezisi sırasında zehirlenmiş, yavaş yavaş sona gelmiştir! Demem o ki, ortada bir zehirlenme yoktur, aşırı yorgunluk vardır, önce ağır ameliyat geçirmiş bir bünyenin, takatsiz düşmesi sonucu hayatın yitirilmesi vardır.
Doç. Dr. Abdulvahap Kara, “Turgut Özal ve Türk Dünyası: Türkiye-Türk Cumhuriyetleri İlişkileri 1983-1993” başlıklı eserinde, Turgut Özal’ın, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak Türkiye dışındaki Türklerle Türkiye’nin ilişkilerini ele alıyor.
PKK terörü konusunda, bugün gelinen noktada Turgut Özal’ın vebalini gördüğüm için, Özal’a soğuk dururum. Yine, lehinde veya aleyhinde çıksın, dönemlerin aydınlatılması için atılan her adımı önemserim.
Doç. Dr. Abdulvahap Kara, zamanın yerli ve yabancı bütün kaynaklarını tarayarak Turgut Özal’ın dış Türklerle ilişkilerini bir kitapta tahlil etmiştir.
Kitap, Kazak Türklerinin Sovyetlere karşı şahlanışı 1986 Almatı olaylarını, Ermenilerin Karabağ’ı gasbetme meselesini, Kırım Tatarlarının yurda dönüşlerini, Ahıska Türklerinin çaresizliğini, Gagavuz Türklerinin Türkiye’ye yüzlerini döndürmelerini, Tataristan’daki gelişmeleri belgelere dayanarak bir bir işliyor. Sadece Turgut Özal ilişkileri olarak bakmamak lâzım; Süleyman Demirel’in de Başbakan olarak önemli faaliyetleri olmuştu. Kitapta Demirel’in de çabaları ele alınmıştır. Biliyorsunuz, Demirel, Orta Asya gezisine çıkarken Alparslan Türkeş’i de davet etmiş, birlikte gitmişlerdir.
“Turgut Özal ve Türk Dünyası”, IQ Yayınları arasından çıktı (Tel. 0212 520 91 12).

Yazarın Diğer Yazıları