Önceki cumhuriyetler (1)
Türkiye Cumhuriyeti'nden önce de cumhuriyetler kurulmuştur. Hatta Osmanlı döneminde Balkanların tepelerinde Rodoplarda bir "Rodop Türk Muvakkat Hükûmeti"ni biliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nden önce Türk toplumunun önderlerinde bir "cumhuriyet" fikri neşv ü nümâ bulmuştu.
Hep söylerim: Mustafa Kemal'e karşı olanlar bilsinler ki; Mustafa Kemal'in öncülük ettiği değişikliklerin hepsi M. Kemal'den önce düşünülmüş, tartışılmış ve hayata geçirilmesi için zemin gözlenmiştir.
"İslâmcı" kesim, M. Kemal'in üzerinden Türk'e yükleniyor. Türk'ü yok sayıyor, yok sayamadığı yerde "etnisite"ye indiriyor.
Türkçü hareketlerin M. Kemal'le başlamadığını "İslâmcı" kesim elbette bilir. Onlar Babanzâde Ahmed Naîm'in müritleridirler. ("Papağanları" da diyebiliriz!). Ahmed Naîm kavmiyetçiliği reddederken Türk'ü reddetmesine dair uzun makalesini Sebîlürreşâd'da 1914'te yayınlamasının Türk fikrinin artık kökleşmeye başlamasından dolayı olduğunun farkındadırlar.
Sormak isterim: Osmanlı Devleti ömrünü tüketmişti. Ne olsaydı? Millî Mücadele başlamasaydı mı? Başlamasa ülke kurda kuşa yem olacaktı. Sevr dosyasını koltuğuna kıstıran, Osmanlı ülkesine koşuyordu!
Tarih derin bilgi ister... Muhâkeme ister... Mantık bağlantıları ister... Bu günden o güne bakarken, mutlaka şartları gözetmeyi ister. Onun için "tarih ilmi" denmiştir. Allah isteyene ilmi nasip ediyor. İslâmcılarımızın "ilim" talepleri olmadığı için Yüce Rabb'im onları nasiplendirmemiştir! "Arıza" nasipsizlikten başlıyor!
Niyet kötü olunca, bahane bulmak kolaydır. İlimden nasipsiz olduğu için "İslâmcı" zevatın basireti bağlanmıştır. Öyle ki; birtakım Arap müfessirlerinin "Ye'cüc Me'cüc" için "Türklerdir!" demelerinin tesirinden bir türlü kurtulamamışlardır. Neden? Arap müfessirler iyisini bilir. Arapça ana dilleri olduğu için Kur'ân'ı çok daha iyi anlar ve yorumlar!
Elmalılı Hamdi Yazır bile, üstelik Mustafa Kemal'in ısmarladığı tefsirinde, Arapların tesirinde olsa gerek, "Öteden beri Ye'cüc Me'cüc'e Türklerdir" dediklerini nakleder. Hâlbuki Kur'ân'da bir kavim adı verilmediği gibi, ima bile edilmemiştir. Hadislerle iddialarını sürdürenler, bu sözlerin nasıl Hz. Peygamber'den sâdır olduğunu izah ediyorlar acaba?!
Sonradan tefsir edenler, Türklerin gücünü, yayılmasını, işitince, "Olsa olsa Ye'cüc Me'cüc Türklerdir" demişlerdir.
Halkımız şunu bilmelidir. "İslâmcılık", Kur'ân'ı kendilerine göre yorumlayan siyasî bir akımdır. Geçmişte komünist akımlar nasıl birileri tarafından kullanılmış, başkalarının sözcülüğü yaptırılmışsa, "İslâmcılık" da öyledir. "İslâmcıyım" diyen asla kendi değildir; birileri ardındadır veya o, ardındakini fark edemeyecek kadar körleşmiş hizmetkârdır.
Nereye geldik! Bunları yazmayacaktık. 20. yüzyılın ilk çeyreğindeki Türk cumhuriyetlerinden bahsedecektik.
Türk cumhuriyetlerinin başlangıcı "Rodop Türk Muvakkat Hükûmeti"dir. (Muvakkat=geçici). (Bir başka adlandırma: Pomak Tımraş Cumhuriyeti).
3 Mart 1878'de, Ayastefanos Antlaşması'yla Balkanlarda Türklerin kesif bulunduğu Kırcalı-Rodop havalisi de Bulgarlara bırakılmıştı. Türkler örgütlenmiş ve Bulgarların hâmisi Ruslara karşı cephe açmışlardı. Antlaşmaya riayet etmeleri için gelen Osmanlı heyetini de dinlememişlerdir. (Yarın devam.)