Nobel'de 'Türk' imzası
Aziz Sancar, "30 Kürt'ü, 1 milyon Ermeni'yi, öldürdük" demedi. Nobel'i kazanmak için birilerinin suflesine ihtiyaç duymadı.
Aziz Sancar, Türkiye'nin her yerinde başı dik dolaşır ve alkışlanır; ya Orhan Pamuk adlı kişi? Sokağa çıksa tükürülmedik yeri kalır mı?
Hangisi bizim iftiharımız? Aziz Sancar mı, Orhan Pamuk mu?
Aziz Sancar, Mardin'de doğdu, gaz lambası ışığında derslerini çalıştı. Orhan, İstanbul'da mutena bir semtte el bebek gül bebek büyüdü.
Biri Nobel'i alınca Türk bayrağı önünde, Türk bayraklı tişörtle görüntü verirken, diğeri "Türk" adına ne yaptı?
Aziz Sancar'ın baba evinde Türk bayrağı asılmıştı.
Millî birliğin yolu "al zeminli ay-yıldız"dan geçer.
Aziz Sancar, Amerikalı eşiyle ABD'de, 2008'de, bir "Türk Evi" açmış.
BBC'nin densiz muhabiri: "Arap mısınız? Kısmen mi Türk'sünüz" diye kasıtlı bir soru soruyor. Onun cevabı net: "Ben Türküm o kadar!"
Ya Orhan denen adam? Türkleri suçladıktan sonra ancak alabilmiştir bu ödülü.
Arada bir yazdığım konudur. Eski kültür bakanı Prof. Dr. Talât Sait Halman (1931-2014), Saul Bellow (1915-2015) 1976'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığında, Milliyet Sanat'ta bir yazısında "Yahudi olmazsan, Yahudiler lehinde yazmazsan ödül alamazsın." demişti, ki kendisi o zaman ABD idi. Bunu ABD'de yazabilmek de bir cesaret.
Orhan'ı tartışmayalım, kimin niçin ödül verdiği belli. O zaman çok konuşulmuş, çok yazılmış, çok tenkit edilmişti. Biz de gerçekleri ortaya koymuştuk.
Sancarları Arap asıllı bilirdik. Tanınmış iş adamı Zeynel Abidin Erdem, hemşehrisi ve yakın arkadaşı Aziz Sancar'ı anlatırken Sancarların Oğuzlardan geldiğini söylemiştir. (İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat, Fox TV, 8 Ekim 2015)
Bu neyi gösteriyor? Karakeçililer gibi, Şirvanîler gibi, daha birçok boy, kabile, aşiret gibi iç içe girmiş bir topluluk ve hepsinin adı "Türk"tür. Ötesi yoktur; ötesi, halkı dilimleme, İslâmlığı lekelemedir; küfre sapmadır!
Başımıza ne geldiyse ayırımdan geldi! İşte 13 yıldır icraatta olan hükûmet! "Dinsiz-imansız" dedikleri PKK ile kol kola girdiler. İnsanlarımızı 36 dilime ayırmayla Türkiye'nin meselelerinin biteceğini sandılar, "Türk"ün birleştirici "ümmet" adı olduğunu akıllarına getirmek istemediler. Atatürk saplantıları, onları yanlışa sürükledi ve ülke kan gölüne döndü. Şimdi içlerine sinmediği hâlde "Türk" diyorlar ama ne yazar!
Biz, Nobel Ödülü'nü bir Müslüman kazınınca da seviniyoruz. Bir de Türk olunca daha çok seviniyoruz. Çünkü içimizden biri. Pakistanlı Fizikçi Muhammed Abdüsselâm (1926-1996), 1979'da Nobel'i aldığında göğsümüz kabarmıştı.
Aziz Sancar'ın kimya dalında Nobel'e lâyık görülmesi ayrı; o "Türk'üm" diye bütün dünyaya haykırmıştır.
Ülkemde "Türk'üm" demeyenler/diyemeyenler utanır mı, dersiniz?!