Ne çocukça eylemlere ne husumete yer verilmeli
Gereksiz bir değiş-tokuş olmuştu…
Hatta “Zoraki elinden alınma” da denilebilir hani!
“Ben güçlüyüm, ben ne dersem o olur!” denilmişti.
*
Geçen dönem Büyükşehir’e ait taşınmazların ilçe belediyelere verilmesinden söz ediyorum.
*
İyi de “Büyükşehir kimin, ilçe belediyeleri kimin?” diyeceksiniz de yapılanların bir anlamda ego tatmin edilse de karşı tarafta ‘İntikam’ duygusu yaşatacak olduğunu…
‘Kin besleme duygusunu destekleyeceğini’ bunun da kendisine hasım yaratacağını söylemiş olayım ki öyle de oldu.
CHP, çoğunluğu elde eder etmez kendisinden alınanları geri aldı.
*
Oysa kamu yönetiminde hasım oluşturulmamalı.
Çünkü mülkler kamuya aittir.
Taşınmazlara sahip olan kurumlar, kamu adına o yerlerde tasarrufta bulunurlar, ama kırıp dökmeden.
*
Kırıp dökme olursa da işler sarpa sarar,
N’olur?
“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”
İşte günü geldi ve hesap da döndü.
*
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) mayıs ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumunda, önceki dönemde AKP’li üyelerin oy çokluğuyla bedelsiz olarak AKP’li belediyelere, ayrıca Türkiye Gençlik Vakfı’na (TÜGVA) 25 yıllığına bedelsiz tahsis edilen İBB gayrimenkullerinin aynı yöntemle, oy çokluğu ile iptalini gerçekleştirdi.
*
Demek ki neymiş?
“Kurt kışı geçirir, ama yediği ayazı unutmazmış.”
*
Bu dönem, gücü (çoğunluğu) elinde bulunduran İBB meclisinin CHP kanadı, geçen dönem elinden alınan yerleri, oy çokluğuyla iptal etmiş.
*
Hadi buyurun bakalım.
Bundan nasıl bir sonuç çıkaralım.
Bunu da bir Çin atasözü ile anlatmak isterim.
“Sular olduğunda balıklar karıncaları; sular çekildiğinde, karıncalar balıkları yer. Kimin kimi yiyeceğini suyun akışı belirler.”
*
İBB meclisinde ise kimin kime üstün geleceğini belirleyen şey nedir o zaman?
Milletin kararı.
İyi de milletin kararı hiçbir zaman İBB’nin malını ilçe belediyelerine…
İlçe belediyelerinin mallarını da İBB’ye verin demiyor ki.
Taşınmazlar İBB’nin de olsa, ilçe belediyelerinin de olsa oralardan İstanbul’da yaşayan -hangi görüşten olursa olsun- insanlar yararlanacak…
*
Öyle olunca da:
“Ben güçlüyüm!” diyerek, güçlü olanın zayıfın elinden malı alması da neyin nesi?
Ne oldu şimdi?
Onlar da senin elinden aldılar.
*
Yaşanan bu kısır döngünün, hatta çocukça anlayışın sürdürülmesi, kamu kurumları arasında sadece huzursuzluk ve husumet yaratır.
*
İstanbul’da Türkiye’de bu durum çoktan aşılmış olmalı bence.
Ne çocukça eylemelere ne de husumete yer verilmeli.