Montella Roma’ya mı gidiyor? İşte Riva’daki zirvede çıkan karar
Bu sıralar beni ararsanız Riva’dayım.
TFF binası bölgesinde, bazen karşı fidanlıkta, Ya da derede… Çaycının yanında, başkan makamında…
Her yerde gözüm, kulağım var…
Bir acayip kalabalık vardı.
Medya mensupları, lüks araçlar, hatta ambulans…
Meğer bir sağlık kuruluşu ile sponsorluk imza töreni varmış.
Acıbadem gitti, Medicana geldi.
Şöyle bir daldım aralarına. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, yöneticiler, Genel Sekreter yaptığı yeğen, baş torpilli Sema Tuğçe Dikici, Soma’da madenci tekmeleyen başkanın baş danışmanı Yusuf Yerkel, aileden gelen Ceyhun Kazancı…
Hey maşallah heyyyy
Ve de son olarak alel acele gelen, geldiği gibi de giden Montella…
İşte burada duralım.
Stop!..
İtalyan spor medyası günlerdir; Roma’nın, Montella üstünde durduğunu gündemden düşürmüyor.
Çizme çalkalanıyor.
İtalyan hoca konu hakkında yorum yapmıyor.
Ama benden kaçmaz.
Su uyur, orman uyur, hatta yıldızlar bile uyur. Ama bendeniz asla(!)
Az önce TFF Başkanı, hoca ile kahve içiyor.
Hoca sütlü. (Latte)
Başkan, orta Türk kahvesi.
Kahve bahane, gündem şahane…
Hacıosmanoğlu tercüman aracılığı ile soruyor: “Bu Roma meselesi nedir ?..“ diye
Hoca aynı yol ile cevaplıyor:
“Böyle bir gelişme oldu. Temsilcim bana iletti. Aynı cevabı size de vereyim. ‘Ben Türk Milli Takımı ile Dünya Kupası’na gideceğim. Önümüzdeki ay kura çekimi var. Sadece buraya odaklanmış durumdayım. Sizlere teşekkür eder, başarılar dilerim”
İlerisi, gerisi
Yok ötesi berisi.
Böyle açık sözlü hocanın
Delisiyim delisi…
Bunca hengâme arasında yaşanan olay bundan ibaret.
Milli ara spor gündemi yavan.
Montella konusu tavan.
Gerçeği yine sizler öğrendiniz.
Kendim ile ne kadar gurur duysam azdır.
Ancak hepsi sizler sayesinde.
Montella konusunu bitirelim.
İtalyan hoca başkana verdiği cevapta samimi.
Federasyon şu aşamada hoca değişimi ile uğraşmak istemiyor.
MHK başta olmak üzere bir çok konuda sıkıntılar büyük. Tanıdığı, eşi, dostu olan…
Dayısı, amcası, yeğeni eksik olmayan…
Siyasetin merkez üssüne yakınlığı bulunan kim varsa Riva’da çalışıyor.
Öyle ki, boş koltuk yok. Kimse kalkmıyor. Lavaboya giden, yemeğe çıkan yer tutuyor.
Nasıl mı; çantasını, mantosunu ne bulursa koltuğunun üstüne bırakıyor.
Buna rağmen koltuk kaptıranlar var.
Mesela İletişim direktörü Armağan Pekkaya.
Neyse ki, Ahmet Nur Çebi var arkasında.
Yakında herkese absürt gelen farklı koltuğa oturursa şaşırmam.
Otursun. Koltuğu doldursun.
Boş kalmasın koltuklar.
Heba olur tanıdıklar.
İşte böyle koltuk savaşlarının yaşandığı binada, Montella hiç durur mu?
Uyanık İtalyan...
Bakın ne yapmış.
Daha öncekilerin aksine, kapısını sürekli kilitli tutuyor.
İçerde yoksa basıyor kilidi.
Zaten kimsenin girmeye cesaret edemediği çalışma ofisini koruma altına almış.
İpi sağlam kazığa bağlamış.
Oval ofis gibi.
Trump gibi ‘sağlamcı’
Öyle ya; belli mi olur. Bir girer içeri ki…
Aaa o da ne öyle…
Koltuklar azalmış.
Yaaa!
Yemekhane de büyütülmüş bu arada. İlave masa sandalye atılmış. Aynı anda yemeğe çıkılsa, yandı gülüm keten helva.
Helva. Benim tercihim tahin helvası kakaolu.
Tatlı yiyip, tatlı yazıp bitirelim:
O yüzden rahat olun.
Hoca için her yol Roma değil, Riva’ya çıkıyor.