Tak, tak, tak..
Kapılar çalındı.
Alarm verildi.
4 büyük kulüp başkanı Riva’ya geldi.
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu başkanları ağırladı.
İyi de bayram değil, seyran değil. Eniştem beni niye öptü misali.
Öncesine gidelim. Federasyon başkanı bizzat arıyor.
İlk olarak aynı zamanda Kulüpler Birliği başkanı da olan Ali Koç’u..
Koç, sorgusuz sualsiz davete icabet edeceğini söylüyor.
Ama Dursun Özbek’in aynı tutum içinde olmasını beklemediğini ekliyor.
Biraz önyargılı gibi.
İkinci olarak telefonda Özbek var.
Başkanı şaşırtan cevap geliyor.
Şöyle ki, “Federasyon başkanı davet ediyorsa, bize katılmak düşer.”
Derin bir ohhh çeken Federasyon Başkanı, Hasan Arat ve Ertuğrul Doğan’ı aradığında rahat.
Diğer başkanlar katılıyor: “Sizin de katılımınızı bekleriz..”
Gelelim toplantıya.
Beşi bir yerde.
Altın gibi mübarek.
Atıştırmalıklar. Çaylar. Kahveler…
İlk sazı eline alan Arat oluyor.
Hakem hataları…
Ertuğrul Doğan araya giriyor: “Canımız yanıyor. VAR değil komple yabancı hakem gelsin.“ diyor.
Ali Koç iki başkana da destek oluyor.
Dursun Özbek olaya soğuk. Bizlere anlattığınız gibi, “Gençlere görev verilsin” yaklaşımında bulunuyor…
Federasyon başkanı “Benim tercihim Dursun Başkan gibi gençler. Ama kulüplerin geneli yabancı derse de, onlara bakarız. Biz kulüplerin tercihlerini yerine getirmek için buradayız.” diyor..
Koç, şaka yollu gönderme yapıyor.
“Dursun Başkan, ne dersem aksini söylüyorsunuz. Buna son verelim ortak yol bulalım..” diyor.
Özbek bu, hiç boş durur mu: “Sayın başkan. Sen demedin mi, MHK brifing verdi. Feleğimiz şaştı kaldı diyen. Bir haftada ne değişti.”
Yüksek ses ile güldüm.
Aynen böyle olmuştu.
Futbol sadece saha içinde değil, dışında da eğlenceli.
Arat’ın araya girmesi ile ortam yeniden normale dönüyor..
Yabancı hakem, gündeme giriyor.
Karşılıklı salvolar, her başkanın şikayetleri..
Ortak gündem belirleniyor.
Hakemler,
VAR sistemi,
Deplasman tribünleri,
Cezalar,
Kulüplere yapılacak ödemeler…
TFF başkanı son bölümde talepte bulunuyor: “Yahu başkanların her türlü konuşmalarına özgürlük verdik. Buna yöneticiler de eklendi. Bari hocalara ricada bulunun da, sadece futbol hakkında, o maça dair konuşsunlar. Ona buna sataşmasınlar..”
Toplantı bitti. Ayrılık vakti geldi. Koç, giderken geri döndü: “Toplum gergin. Basket maçında dahi olaylar çıkıyor. Sporda toplumsal barışı sağlamak elimizde. Ben taşın altına elimi sokuyorum. Başkanlar bunu yaparsa, tribüne gelen taraftar taşkınlık yapmaz..” demesin mi.
Kısa sessizlik. Hacıosmanoğlu, “Sıra kulüplerde. Toplantılara 4 büyük kulüp ev sahipliği yapsın.” diyor.
Başkanların ortak cevabı: Hay, hay oluyor.
Vallahi bravo. Arat, “Beşiktaş ilklerin kulübü. İlk daveti ben veriyorum. Dolmabahçe’de bekliyorum” diyor…
Ertuğrul Doğan gülerek. “İtiraz istemem. Trabzon uzak gidemem bahanesi istemem..”
Doğan’ın endişesini Koç şöyle giderdi: "Birlikte özel uçakla gideriz başkan. Bize her yer Trabzon demem ama. Trabzonspor başkanının her davetine icabet ederiz..”
Şaşkına döndüm. Böylesi ilk. 5 başkanı kutluyorum.
Olay budur.
Yangına benzin dökülmedi. Köpük sıkıldı. Sporun kardeşlik olduğu yıllar sonra hatırlandı.
Şu Riva; hep skandallar ile yazı konumuz oldu.
Benim için de bir ilk.
Hadi bakalım kolay gelsin.
Başkanlara taş değmesin.
Samimiyet hayat bulsun..
