Milli Görüş tasfiyesi mi?
Bu köşede 19 Ekim tarihinde dağılma süreci başlıklı bir yazı yazarak, AKP içinde yaşanan değişimin altını çizmiştim. Orada öngörü olarak yazdıklarıma bir daha baktım. Tespitlerden birisi de AKP ye MGV den kaynaklı olarak gelen isimlerin yavaş yavaş sahneden çekildikleri şeklinde idi.
Kurduğum cümlelerden birinde de HAS Parti olarak, Numan Kurtulmuş Liderliğinde AKP ye katılanların zaman içinde tasfiye süreçlerinin devam edeceği yönünde idi. Hatırlamakta fayda var: “Kurtulmuş özelinde yapılan bu yorumlar partinin kuruluş aşamasında vitrinde yer alan ve asıl çekirdeği oluşturan Millî Görüşçülerin ilk halkasının zaten tasfiye edildiği ve hatta birçoğunun hain ilan edildiği hatırlatmaları ile güçleniyor elbette.
Erbakan'ın vefatının ardından ise Saadet Partisi içinde yer almış Tevfik Göksu, Osman Kabaktepe, Mustafa Şen gibi isimler AKP'ye katıldı. Bu isimler de yine Millî Gençlik Vakfı içinden gelenlerdi.
Numan Kurtulmuş'un Has Parti'den AKP’ye taşıdığı isimler ağırlıklı Ankara MGV'deki isimlerdi. Bunların en öne çıkanı Abdülhamit Gül. Önce Adalet Bakanı ardından da grup başkan vekili oldu. Tevfik Göksu, Osman Kabaktepe, Mustafa Şen ise İstanbul MGV kanadındandı.”
Şimdi İstanbul İl Başkanlığında bir görev değişimi yaşanıyor ve benim o gün isimlerini yazdığım MGV kökenlilerden birisi daha dışarıda kalıyor. İstanbul İl Başkanı Osman Kabaktepe il başkanlığı için yeniden aday olmayacağını açıkladı.
Yerine ise öz geçmişinin üniversiteden öncesine ulaşamadığım AKP içinde uzun zamandır en alttan başlayarak teşkilatlarda yer almış, kısa süre önce yani son seçimlerde de Bağcılar Belediye Başkanı olmuş Abdullah Özdemir’in geleceği konuşuluyor.
Abdullah Özdemir’in siyasete başladığı dönemler açısından zaten Milli görüş içinden gelmesi mümkün de değil ama asıl konu da zaten bu değil. Çünkü AKP’nin uzun siyasi geçmişi partide milli görüş geleneğinden gelenlerin yaşlanmasını normal hale getiriyor. O bakımdan da siyasi görünüm değişiyor normal olarak. Ancak Osman Kabaktepe’nin başarısız olarak kabul edilmesi nedeni ile yeniden adaylık konusunda kendisine bir telkinde bulunulması bizim siyasi geleneğimiz açısından bir tuhaflık içermiyor.
Yine de İstanbul’da yapılan siyaset açısından bugün parti adına en etkili kişinin yine Milli görüş geleneğinden gelen Tevfik Göksu olduğu da tartışma götürmez. Eğer Kabaktepe başarısız olduğu için görevi bırakıyor ise yerine gelmesi en muhtemel aday da normal şartlar da Tevfik Göksu olmalı idi aslında. Ama olmadı
Esenler Belediye Başkanlığı görevini 4 dönemdir yürütüyor Göksu 2009’dan beri girdiği seçimlerin hepsini kazandı. AKP de belediye başkanlığı anlamında bu durumda başka bir isim var mı bilmiyorum. Ama ne oldu ise O da İstanbul İl Başkanlığı için düşünülmedi. Yerine düşünülen ismin de yaşına baktığımızda zaten siyaseten gözlerini AKP de açmış olması son derece olağan.
AKP’nin milli görüş kadrolarından gelen ve devletle sorunlu olmayan kadroları zaman için de ne kadar başarılı görünürlerse görünsünler mesafe almaları pek kolay olmuyor epeydir. Zaten uzun süredir Erdoğan sonrası liderlik için isimleri geçenler arasında gelenekten gelen isimlerin de pek şansı olmuyordu. Son yaşadığımız Suriye meselesinin ardından ise Hakan Fidan diğer isimlerin bir adım da önüne geçmiş durumda.
Bir ara Milli Görüş geleneğinden geldiği için adı geçen Numan Kurtulmuş’un ise bu sürecin sonrasında daha da pasif hale gelebileceği parti içinde yeniden konuşulmaya başlandı.
Aslında bakarsanız, uzun zamandır öz geçmişlerinde aynı anda birçok okul bitirmiş ve birçok görevi aynı anda başarı ile ifa etmiş olarak olağanüstülükler barındıran bazı isimler ve hatta bazı aileler hala son derece etkin olarak karşımıza çıkıyorlar. Bu isimlerin bir kısmının bugün İstanbul’da yaşanacak olan görev değişikliklerinde dahi etkili oldukları konuşuluyor.
Her ne oluyorsa AKP de bir dönem daha kapanıyor gibi duruyor. Konu ile ilgili olarak Ekim Ayında yazdığım yazıda isimleri geçen, Berat Albayrak ve Süleyman Soylu şu anda dışarıda kalmış görünüyor. Adı geçmese de potansiyeli olan Numan Kurtulmuş da bu atamanın ardından her an daha da dışarıda kalabilir.
Ben yine de kimsenin bu çok diplomalı olağan üstü yetenekli ailelerin organizasyonlarına uygun davranmayarak siyasi hayatta mesafe alabileceklerini düşünmüyorum. Ama sadece ben düşünmüyor değilim bunu kuruluşundan beri AKP ye omuz vermiş Milli Görüşçüler de çoğunlukla öyle düşünüyor sanki.