Diplomatik düşmanlık!

Şu aralar İran ile İsrail arasındaki kadim düşmanlık üzerinden söylenceler üretip duruyoruz. Paktlar oluşuyor, paktlar yıkılıyor sohbetlerde. Dikkat ve itidal tavsiye edenler ile Esad üzerinden politika üretenler aynı cümlede hain olarak algılanıyor. Neticede Esad bir diktatördü ve kaçtı.

Unutulmamalı ki Saddam da bir diktatördü o kaçamadı. Yine de sonraki sonuçları açısından bakarsak itidal ve dikkat hâlâ hayati önem taşıyor. Olan biteni sosyal medya mücahitlerinin imparatorluk perspektifi üzerinden algılamaya kalkmanın o sebeple maliyeti son derece yüksek olabilir.

Bunları düşünürken aklıma geldi birden, bugün en büyük düşman görünenlerin yarın dost olmaları ihtimalini de atlamayalım diye bir örnek olay aktarayım dedim.

2011 yılında İsrail’in en zengin iş adamlarından Sami Ofer, Tel Aviv’deki evinde ölü bulunmuştu. Bundan bir ay önce ise Ofer’in ABD tarafından ambargo konan İran’a gemi sattığı ortaya çıkmıştı. (Isabel Keshner 4 Haziran 2011 The New York Times).

Kamuoyunda İrangate skandalı olarak bilinen ve bir ayağı da Nikaragua’ya kadar uzanan olaylar silsilesinde ise sadece İsrail değil, ABD’nin bizzat kendi yönetimi eliyle İran’a el altından silah ve mühimmat sevkiyatı yaptığı da ortaya çıkmıştı.

31 Temmuz 1979’da Florida’dan kalkan bir gemi ile yasa dışı 75 milyon dolarlık silah İran’a gönderilmişti. Hemen akabinde bütün dünyaya ve özellikle de müttefiklerine İran’a ambargo uygulamaları çağrısında bulunan ABD yönetimi, Başkan Reagan idaresinde, İsrail’e İran’a silah satma izni verdi. Bu satışlar 1981’den itibaren hız kazandı. 1987’ye kadar İsrail’in İran’a 500 milyon dolar civarında silah ve mühimmat sattığı ve bunu farklı hesaplar kullanarak yaptığı daha sonra belgelenmişti. İzak Rabin de Ekim 1987’de yaptığı bir basın toplantısında İran’ın İsrail’in en iyi dostu olduğunu söylemişti

1991 yılında The New York Times gazetesinden Seymour Hers ABD-İsrail ve İran arasındaki silah alış verişini belgelerle deşifre etmişti. Daha sonra Reagan, İran’a gizlice silah satışına izin verdiğini doğruladı.

Kamuoyunda İrangate olarak bilinen skandalla ilgili olarak satışı düzenlediği iddia edilen Yarbay Oliver North görevden alındı. Washington Post Gazetesi muhabiri Bob Woodward’ın elindeki belgelere göre ise satışı planlayan CIA Direktörü Willam Casey idi.

İsrail bu konuda hiçbir yaptırıma maruz kalmazken ABD’de de bedeli bürokrat seviyesi ödedi.

Gerektiğinde kardeş olabilen düşmanlara karşı politika üretmek ile içerideki kamuoyunu konsolide etmek arasında sıkışmak son derece riskli sonuçlar doğurabilir.

Özetle; oyun kurucu olduk şeklindeki havadar tespitlerin daha önce katlandığımız maliyeti unutmamak hayati önem taşıyor. Ahlakı olmayan bir diplomasi rekabeti ile karşı karşıya kalıyoruz yine.

Esad gitti, ilk raunt bitti. Belki de kazandık bu raundu. Ama kazandığımızı kabul etsek bile maç daha çok uzun, ringde çok fazla boksör var. Kim ne zaman kime vuracak göreceğiz. Irak ibret almak isteyene, en güzel ders. Düşünün ki daha o ders bile tamamlanmadı.

Yazarın Diğer Yazıları