MHP’de kongreye gidilirken: Halkın talepleri bütün oyunları bozar

Eğer bir genel başkan adayı her gittiği yerde “genel başkan” gibi karşılanıyor, coşku doruğa ulaşıyorsa, “taban” ın tazyiki, “tepe” yi zorlayacak demektir. Koray Aydın’dan bahsediyorum!
Önce bu görülmelidir, sonra “oyun” kurulmalıdır. Bunu görmesi gereken “Genel Merkez” dir. Bu görüldükten sonra zaten “oyun” da kâr etmez!
Ok yaydan çıkmıştır. Bu saatten sonra parti binasından âdeta kovulurcasına uzaklaştırılan eski teşkilâtlardan sorumlu bir genel başkan yardımcısı, “barış” adı altında çağrılıp “Şefkat” ’ine sığındım denirse, durup çok kısa düşünülmelidir. Yok yok hiç düşünülmemelidir!
Halk her şeyin farkında... Halkın temsilcileri Üst Kurul Delegeleri’nin, halkın “talepler” ine karşı durabileceklerini aklınıza getirebilir misiniz?
“Genel merkez” bunu gördü... “Ben adayım!” diye resmî bir açıklama bile yapılmadı. Eski MHP İzmir İl Başkanı üzerinden zemin yoklanıyor. “Eski il başkanı” , önce genel merkez binasında genel başkanlığa aday olduğunu açıklıyor, bu açıklama, en yukarıdakinin odasına girip çıkıldıktan sonra yapıldığı için, kim kimin adayı olduğu anlaşmadığı görülünce, bu defa Ankara Anadolu Gösteri Merkezinde “kalabalık” toplanarak genel başkan adaylığı bir daha ilân ediliyor!
MHP Genel Merkezi, bu genel başkan adayı için oldukça cömert... Hiçbir genel başkan adayına yapılmayan iyilikler bu genel başkan adayına hem doğrudan, hem dolaydan yapılıyor. Söz olur denilecek yerde dolaydan destek devreye sokuluyor... Hâlen mahpus CHP milletvekili Mehmet Haberal’ın, MHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi mahdumunun imkânları bu genel başkan adayına sunuluyor. Meselâ Kanal B’ de, bu adayın Ankara Anadolu Gösteri Merkezindeki ikinci defa genel başkan adaylığını açıklaması baştan sona naklen veriliyor. Kameralar sık sık kalabalığa döndürülüyor, ki o kalabalık bin civarındadır. Daha önce orada başka genel başkan adayları da adaylıklarını açıklamışlardı. En kalabalık Koray Aydın’ın toplantısıydı, salonun dışıyla beraber 6500 kişi olduğu belirtilmiştir. “Genel Merkez” kendi adaylığını açıklamak için böyle mi zemin yokluyor? Eski İzmir İl Başkanının gördüğü ilgi “Genel Merkez” i hareketlendirecek, o zat, eğer “tepe” de aday çıkarsa ben çekiliyorum, gücümü “tepe” dekinin emrine veriyorum mu diyecek? Politikada oyun oyun içindedir.

***

Mevcut Divan üyeleri dururken, “Siz entrikayı beceremiyorsunuz.” dercesine bir eski “kurt entrikacı” nın kafasında dolaşan “tilkiler”den medet ummak biraz safdillik olmaz mı?!
10 yıldır partinin sokağından geçmeyen, çok kişinin “ah” ını almış bir “eski”, “oyun kurucu” olsun diye, “başdanışman” sıfatıyla yönetimin üstüne çıkarılırsa, “Genel Merkez”in “iç kanama” geçirmeyeceğini kim temin edebilir?
(Önemli not: Ne “oyun” u, ne “entrikacı” sıfatını yanlış anlayın; “politik manevra” ve “politik manevrayı beceren” anlamlarında kullanıyorum!)
Sahi, “Genel Merkez” gerçek adayını çıkaracak mı?
Çok yerde “Genel Merkez”in aday çıkarmayacağı konuşuluyor.
Eğer “Genel Merkez” de “tepe” deki isim ayak üstü “Beni de unutmayın!” diye yarım ağızla değil, bütün “misyon” ve “vizyon” uyla kameraların karşısına geçerek “Ben bu dönem de götürmek istiyorum!” demek için geç kalmadı mı? (Eğer yine de adaylığını açıklarsa, onun da gezilerini, çok önce olduğu gibi yazmak ve hatta yine ilk mülâkatı yapmak isterim!)
Bunu halk fark ediyor. Fazla temkin çekingenliktir. Ya adayım ya da aradan çıkıyorum, herkese eşit mesafedeyim, denmeli...
Milliyetçi Hareket’in şahıslarla kaim olmadığını söylemeye gerek var mı? Herkes birbiriyle kucaklaşabilecek yerde durmalıdır.
Mevlâna’nın o ünlü sözünü hatırlatmıştım: “Kim olursan gel!”
Ama yunup arınıp gel! Halk, gezilerimizde gördük, bir “beyaz sayfa” istiyor, “entrika” çevrilecek, “Benim olsun, küçük olsun.” denecek, Milliyetçi Hareket’in tarihî misyonu, mensuplarının mesûliyeti “yok” mesabesinde görülecekse, kimse böyle “hizmet” yarışına girmesin!
Biz burada birilerini itham etmek, birini bir tarafa üstün görmek için yazmıyoruz.
Ancak; gözümüz kapalı, kulağımız tıkalı değildir; olup bitenleri haber vermek ve bu olup bitenlerden işin nereye varacağını yorumlamak halkımız adına bizim hakkımız.

***

Koray Aydın’la Konya gezisi intibalarımı vermeye devam edecektim. Okuyorsunuz, “değişim”in ötesinde bir silkinme, bir “diriliş” istendiği çok açık.
Tek kelime: “Diriliş”
Ötesini yazmak zaittir!

Yazarın Diğer Yazıları