MHP’de ‘Değişimciler’ kararlılıkla yürüyecekler

KÜTAHYA - Görevden alınan 7 il başkanının Kütahya’da 2 gün süren toplantılarını, MHP açısından tarihî sayabiliriz. Başlarında oldukları il teşkilâtları, kapatılan ve hukukî mücadeleleri zorlaştırılan MHP’li başkanlar, hak arayışlarını sonuna kadar yürütmekte kararlılar. Belki böyle hak arayışı MHP’de ilk defa görülüyor. İl başkanlarının hepsi, gökten inmiş, birilerinin tavassutuyla gelmiş, zoraki görev kabul etmiş insanlar değiller. Hepsinin bir Ülkü Ocakları geçmişi var. Bu şu demek; ilk gençlik yıllarında Milliyetçi Hareket’e katılmışlar, yaşları müsait olanlar 12 Eylül öncesinin kahrını da çekmişler. Yani evimiz burası, yurdumuz burası ve ‘parti kimsenin tekelinde değildir’, diyorlar.
AkP ile PKK/BDP’nin açık açık ortaklık kurduğu şu zamanda milletin MHP’ye duyduğu ihtiyaç her yerde şiddetle hissedilirken, MHP içinde suyun başına oturan kliğin pervasızca il teşkilâtlarını kapatmalarının ardında başka maksatlar olup olmadığı, ciddî ciddî sorgulanıyor.
İl başkanları, Kütahya’da Yoncalı Termal Otel’de dün sabaha kadar süren toplantıda hararetli fikir alışverişinde bulundular, bir yol haritası çıkardılar ve aldıkları kararları kamuoyuyla paylaştılar. Ben burada il başkanlarıyla yaptığım görüşmeleri vermek istiyorum.
Konya, en büyük teşkilâtlardan biri. Başında 1999-2002 yılları arasında milletvekilliği yapan Hasan Kaya bulunuyordu. Bir faksla il teşkilâtı kapatıldı. Üst kurul delege sayısı 30 ve tamamı “değişim”den yana... Hasan Kaya: “Birliğimizi dağıtmak için Genel Merkez bize çok baskı yaptı” dedikten sonra şunları ekliyor: “Bizi dağıtmak istediler, ama bölmeyi başaramadılar. Arkadaşlarla hep birlikte hareket ettik. İl teşkilâtını yeniden kurmak için görev verilenlere arkadaşlar ateş püskürüyorlar. Çok ilçe, belde belediyle başkanı, il genel ve belediye meclis üyesi istifa etmek istedi. Parti hepimizin. MHP’ye zarar vermemek için istifa etmemelerini söyledim.”


***


Muğla İl Başkanı Osman Güven: “Tepeden tırnağa değişimin şart olduğunu ilk telaffuz eden il başkanıydım. Herhâlde onun için olsa gerek ilk kapatılan il bizim il oldu” diyor ve devam ediyor: “Karşımda il başkanlığı seçimini kaybeden arkadaş benim yerime kurucu başkan yapıldı. Kazanan indiriliyor, kaybeden çıkarılıyor. Partinin durumunu bu manzara ortaya koymaya yeter. Semih Yalçın, Zühal Topçu, Sadir Durmaz benim kazanmamam için Muğla’da karargâh kurdular. Yine ülkücü irade bizi başkan yaptı. Değişimi şiddetle savunduk. Ülkücü taban da yüzde 80 değişim istiyor. Bizim meselemizin şahıslarla ilgisi yoktur. Çocuk yaşta atıldığımız bu davada, şimdi dede olduk, torun sahibi olduk, ben partimin iktidarını görmek istiyorum.”


***


Ârif Soysal, Çankırı İl Başkanıydı. Çok dolu, çok içerlemiş. İşte söyledikleri: “15 senedir Devlet Bey’i gördük. Bir netice çıkmıyor. 31 arkadaşımı alıp Genel Merkez’e gittim. Genel Başkanın hepimize söylediği şu oldu: ’Çok iyi ülkücü olabilirsiniz, çok iyi milliyetçi olabilirsiniz; ama benim yoldaşlarım olamazsınız!’Daha 3 aylık il başkanıydım. Bu söz hepimizin çok ağrına gitti. Arkadaşlar, daha Genel Merkez’in kapısından çıkmadan, onun karşısında kim olursa destekleyeceğiz, dedi. Benim başında olduğum il teşkilâtını kapattılar, yeni teşkilâtı kurdurdukları, il başkanlığı seçimine girmiş ve iki seferinde de kaybetmişti. Partiden şimdi ayrılan ayrılana.”


***


Mehmet Erdoğan, Sakarya il başkanıydı. Erdoğan, Sakarya’nın tanınmış sanayicilerinden. Geçmişi Ülkü Ocakları’na dayanır. Milliyetçi Hareket adına çok üzgün, çok kızgın. Mehmet Erdoğan’ı dinliyoruz: “İlk il başkanlığına 2006’da seçildim. İki dönem rakipsiz devam ettim. Nisan 2012’de il başkanlığına, ilçe başkanlarının daveti üzerine geldim. 4 Kasım büyük kongresinden sonra bütün çalışmamızı önümüzdeki seçimlere yoğunlaştırmıştık. Bunun planını da kurmuştuk. 2012’de benim karşımda kongre kaybetmiş arkadaşları göreve getirdiler. Bütün teşkilâtın morali bozuk. Sakarya’da kamuoyunun MHP’den olan beklentileri erozyona uğradı. Benim ağrıma giden; biz güya önümüzdeki seçimlerde çalışmayıp, partiyi sabote edeceğimiz düşüncesiyle il teşkilâtının kapatıldığının söylenmesi. Ayrıca polis marifetiyle parti il teşkilâtının kapatılması da çok zoruma gitti. Sadece demokratik hakkımızı kullanarak değişim istedik. Biz 4 Kasım’da büyük kongrenin iradesine tabi olmuştuk. O seçimde iradesini ortaya koyan ülkücüler ne kadar saygınsa, bizim de tercihimiz, irademiz o kadar saygındır. Onlar da ülkücü, biz de ülkücüyüz. Genel Merkezin bu şekilde davranması gerekiyordu. Biz 7 il olarak 70-80 delegeyiz. Diğer 400 muhalif oyu nasıl yok edeceksiniz?!”


***


Salih Zeki Mayi, Rize il başkanıydı ve değişimden yana idi. 1992’den 2002 yılına kadar Ülkü Ocakları Rize İl Başkanlığı ve Ülkü Ocakları Karadeniz Bölge Başkanlığı, 2002-2013 arası MHP Rize İl Başkanlığı yapıyor. Zeki Mayi’nin “Rize’de bütün il, ilçe ve belde teşkilâtları olarak değişimden yana karar aldık” dedikten sonrası şöyle:
“Çünkü MHP’nin, Devlet Bey’le bloke edildiğini, 5 seçimdir başarı gösterilemediğini gördük. Bundan dolayı değişim için MHP Genel Başkan adayı sayın Koray Aydın Bey’le bir çok ili beraber gezerek çalışmalar yaptık. Ancak 4 Kasım’da seçimi kaybedince, ortaya çıkan sonuç itibarıyla kazanan iradenin, değişim isteyen delege il ve ilçe başkanlıklarının Genel Merkez tarafından kucaklanmasını beklerken, salonda Genel Başkanın yaptığı konuşmadan başlayarak değişim isteyenleri fitneci, fesatçı ilân eden süreç daha sonra hasmane tutuma dönüşmüş, değişim isteyenler ülkücü değilmiş gibi intikam duygusuyla il başkanlıkları kapatılma yoluna gidilmiştir. 12 Eylül generallerinin ve mahkemelerinin baktığı gözle bize bakan Genel Merkez yöneticilerinin, Türk milletini nasıl kucaklayacaklarını merak ediyorum. Biz MHP’liyiz ve bir yere gitmiyoruz. Hak mücadelemizi sürdüreceğiz.”


***


Edirne İl Başkanı Tolga Akalın, değişim için çok çalışmıştı. Onun da teşkilâtını kapattılar. Tolga Akalın avukat aynı zamanda... Görevden alınanların mücadelesinde hukukî çalışmaları o yürütüyor.


***


Ülkü Ocakları’nı parti iç çekişmelerinden ayrı tutuyorum. Bugün Türkiye’de Ülkü Ocakları’na şiddetle ihtiyaç vardır. Türkiye’nin ihanete uğradığı şu zamanda ülkede hâdiseler çıkmıyorsa, inanın bunu Ülkü Ocakları’na borçlular. Kitleleri Ülkü Ocakları kontrol edince, kontrolsüz hareketler de akim kalıyor. Allah korusun, Türkiye hakikaten kanlı olaylara sahne olurdu.

Yazarın Diğer Yazıları