MHP mitingine doğru
Ak Parti, iç ve dış politikalarıyla iflas etmiş vaziyette... Ne içeriyi, ne de dışarıyı idare edebiliyor.
Ak Parti Recep T. Erdoğan’la kaim, ANAP’ın Turgut Özal’la kaim olması gibi... (Yani çöküşü uzun sürmeyecek! Çöküşü sezen “şeref” yoksunu sağ ve sol liberal yazarlar kendilerine yer açmak, ben demiştim havalarına girmek için tenkit dozunu bile dengelemeye başladılar!)
Hükûmet politikasından bahsederken AKP değil, R. T. Erdoğan demek gerekir. AKP/Ak Parti de desem, iktidar da desem siz R. T. Erdoğan anlayın.
Hizmet Hareketi-R. T. Erdoğan çatışması durup dururken çıkmadı. Hepsi ince hesap işi... Yine bir büyük cemaatle R. T. Erdoğan çatışmasının eli kulağında olduğunu yazmıştım.
Bu durumda muhalefet ne yapıyor?
10 gündür yollardayım... Bayramda memleketteydim (Yozgat-Yerköy). Oradaki genel politikayı aksettirdim. Bazı tarikat-cemaatler maalesef R. T. Erdoğan’a “ilâhî” misyon yüklemişler.
Sonra Konya’da birkaç gün kaldım. “İlâhî” misyonu orada daha bâriz hissediyorsunuz. Ama her iki yörede aksülamelini de görmemek mümkün değil... Millî hasletleri öne çıkaran dindar kesimin tek adresi kalıyor: Milliyetçi Hareket... Yönetim meselesine, sevk ve idare meselesine girmiyorum. Halkın yönetimin çok çok önünde olduğunu ve inisiyatifi eline aldığını gördüm. Halk mecrasını buluyor, yeter ki tepedekiler halkın taleplerini yok saymasınlar. Meselâ; Yerköy’de ve hemen yakınında Çiçekdağ’da kimlerin belediye başkanı görülmek istendiği belli. (Aynı yörenin insanı Gn. Bş. Yardımcısı Sadir Durmaz durumun farkında ama yine aynı yöreye yakın yerden daha yetkili bir başka Gn. Bş. Yardımcısının müdahalesinden bahsettiler. Nifaktan kaçınılmazsa sonuç hüsran!)
Kusura kalmayın... Ufak bir yörenin ince hesaplarını anlatıyorum ama bu mikro örnek her yer için geçerli...
Konya’da fakülte arkadaşım Musa Aşık’la bir araya geldik. Hadi Türk Ocağı’na gidelim, dedik. Parti ile Türk Ocağı altlı üstlü... Ocak kapalı... MHP’ye geçtik. Cumartesiydi ve sadece iki görevli vardı. Meğer o gün, MHP merkez yürütmeden ve divan heyetinden 26 kişi Konya’ya gelmiş; ilçelere dağılmışlar. 24 Ağustos’ta, Konya’da, “Türkçe” adıyla miting var. Ön hazırlık görüyorlar. Kimlerin geldiğini sordum... “Dost” birçok isim orada. Gn. Bş. Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya’yı aradım, Çumra’da; Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’ye telefon ettim, Taşkent’te... Celal Adan’ı aramaya lüzum görmedim. Atilla Kaya’yı arayacaktım, âcil telefon gelmiş, dönmek mecburiyetinde kalmış.
Konjonktür MHP için son derece uygun... R. T. Erdoğan’ın kalesi gördüğü Konya’da halkın taleplerine kulak verilmelidir ve R. T. Erdoğan’a “ilâhî” misyon yükleyenlere gerçekler anlatılmalıdır.
İnşallah miting için yine Konya’ya gideceğim. Olup biteni yazacağım.