Merkez hatalar zincirine devam etti
Merkez Bankası dün politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 10.25 seviyesine yükseltti. Piyasada uzmanlar tarafından olumlu karşılanan bu kararın yetersiz olduğunu düşünüyoruz.
Merkez Bankası geçmişte siyasi direktifle hareket ederek, ekonomi ve piyasa mantığının tersine, faiz oranını %24'lerden %8,25'e çekmişti. Ancak bu oran %12'lerde gezen enflasyonun altındaydı. Bunun sonucu olarak yatırımcılar Lira'dan kaçarak dövize sığındı. Bu süreçte dövize olan talep kurları yukarı çekti. Kurları savunmak için Merkez Bankası ve kamu bankaları da 100 milyar dolarlık bir rezervi satarak heba etti.
Ekonomideki hasar bununla da kalmadı. Yükselen kur imalat sanayinde girdi maliyetlerini yukarı çekti. Buna bağlı olarak nihai ürün fiyatları arttı. Üstüne bir de genişleyici kredi politikası uygulanarak toplam talep de yükseltildi. Böylece hem üretimden hem de tüketimden gelen iki etki ile enflasyon beklentilerden fazla arttı.
Dolar/TL'nin 7,70 seviyesinin üstünü test etmesi anlaşılan o dur ki birilerini panikletmiş. Buna bağlı olarak 200 baz puanlık beklenmeyen bir faiz artışı gördük. Ancak hala enflasyonla mukayese ettiğimizde 'negatif reel faiz' verdiğimiz düşünülecek olursa, kurun gerilemesini beklemek yanlış olur. Matematik ortadadır. Faiz 10,25 enflasyon ise 11,77'dir. Bu durumda 11,77-10,25=1,52 puanlık fark yatırımcının Lira'da kalması halinde zarar edeceğini göstermektedir.
Faiz enflasyonun sebebidir görüşü çöktü!
Merkez'in faiz indirimi ile geçmiş aylarda yatırımların artmadığını gördük. Üstüne, yükselen kur da ihracatı artırmadı. Türkiye'de enflasyonun sebebini artık görmemiz gerekiyor: Tarım ve imalat sanayi çökmüştür. Çiftçi, köylü üretmekten vazgeçirildiği için gıda fiyatları artmaktadır. İmalat sanayi de ithalat yapmadan üretemediği için piyasaya sunulan malların fiyatı sürekli yükselmektedir.
Merkez, faiz artırımı ile kuru kontrol etme konusunda da amacına ulaşamayacak. Bunun matematiğini yukarıda anlattık. Sıkıntılı olan konu ise dengesiz faiz politikaları ile yatırımcıların kalan son güven kırıntıları da bitirilerek, dolara 7,50 üzerinde kalma konusunda bağışıklık kazandırılmasıdır.
Faizlerin artırılması tefeciler hariç kimseyi mutlu etmez. Ancak tarım ve imalat sanayini düzeltmek için reformlar yapmadıkça Merkez'in yetersiz faiz artırımları dertlere deva olmayacaktır.