Mantığınızı sevsinler!
“Âkiller”e “zavallı” demem boşuna değil; hemen alınmasınlar; çaresiz kaldıkları, bile bile aldanmaya razı oldukları için “zavallı” diyorum. Zaman içinde bana hak verenler çıkacaktır elbette! “Zavallı” ya insan acır sadece!
“Süreç” dedikleri PKK’yı güçlendirme döneminde en boşluğa düşen grup “Âkiller” ... Kimi zaten PKK’nın tezlerini savundukları için, kimi de sırf hükûmetten bir şeyler kaparım, Recep T. Erdoğan’la arayı düzeltirim, diye yollara düzüldüler.
Yine Anadolu’ya dağılırlarken, eski Hey’et-i Nasiha’nın Vahdettin’in huzuruna çıkması gibi, hem de Osmanlı sarayında, Dolmabahçe’de Recep T. Erdoğan Zât-ı Şahâneleri’nin huzuruna çıktılar, “Allah sa’yinizi meşkûr eylesin!” duasını alıp -arkalarından su döküldü mü bilmiyorum!- yollara düzüldüler. Kapalı alanlarda seçilmiş ve tembihlenmiş insanlarla görüştüler, gittikleri çok yerde halktan zılgıt yediler.
Sonra yine Dolmabahçe’de Zât-ı Şahâne’nin huzuruna çıktılar.
“Gezi İsyanı” Zât-ı Şahâne’yi sarsmış (veya titretip biraz kendisine getirmiş) olmalı ki, bu defa daha gerçekçi konuştu... Dolaydan “Barış marış yok!” demeye getirdi. Birinci merhale PKK militanlarının Türkiye’den çekilmesiydi. R. T. Erdoğan’ın dediğine göre yüzde 15’i çekilmiş. Üstelik, ayrı bir devlet kurmuşlar gibi milleti “vergi” adı altında haraca bağlamışlar.
Biz başta ne söylediysek o... Çekildi görünenler göstermelik... PKK, konjonktür lehineyken istediklerini silâh kullanmadan ve silâh tehdidi altında alırken, hiçbir surette geri adım atmaz; mümkün değil... Biz dışarıda bunu görüyoruz da Başbakan görmez mi? Artık görmesi gerekir.
“Akiller”in raporları basın-yayın organlarında bölük pörçük yer alıyor.
İnsanın aklı duruyor... Gitmişler PKK’lıları dinlemişler ve üstelik talepleriniz az, daha fazlası verilmelidir, diye raporlar tanzim etmişler. “Gezi isyanı” bile akıllarını başlarına getirmemiş. İsyanın bütün Türkiye’yi sarmasının manasını hiç düşünmemişler. Neymiş “Barış sürecini hazmedemeyenler olay çıkarıyorlar! Dış güçler devrede...”
Mantığınızı sevsinler sizin!
Diyarbakır-Lice’de, Murat Karayılan’ın emri üzerine toplanan grup, Jandarma karakolunu basıyor, -neticeyi biliyorsunuz- Ak Parti’nin sözcüsü genel başkan yardımcısı o gece twitter’dan, “Barış sürecini baltalamak isteyenlerdir bunlar!” diye bahsedebiliyor. Bu kafadan Allah milletimizi korusun!
Zekâsı dumura uğramış biri, Cizre’de tek tip giyinmiş PKK militanlarının şehirde kolluk gücü olarak yol kesmelerini “İzci şakası gibi görüntü! Barış sekteye uğramaz” diye yazabiliyor. “Gezi İsyanı”ndan sonra bile adam R. T. Erdoğan’dan ve hatta Kandil’den bir şeyler umuyor.
Tamamen PKK tezini savunanlar bir tarafa da, şu “Âkiller” hangi yüzle insan içine çıkacaklar? Onlar adına üzülüyorum hakikaten!