Malazgirt’te askerî yapı
26 Ağustos 1071’de Bizanslıların yenilgiye uğradığı Malazgirt Savaşı olmasaydı, Türkler Anadolu’ya girebilir miydi? Tarihin akışı döndürülemez; muhakkak gireceklerdi. Doğudan sel gibi geliyorlardı ve Bizans köhnemişti.
Ara ara tartışılan husus Selçukluların Malazgirt Savaşındaki askerî yapısı...
Türk-Kürt ayırımına girerek hat çekmeyi kesinlikle yanlış bulduğumu dün belirtmiştim. Burada sadece “adlandırma” olarak “Türk” ve “Kürt” ifadelerini kullanacağım.
Malazgirt Savaşında Kürt Beyliği olduğu belirtilen Mervanîlerin rolü nedir? Gerçekten savaşa asker verdiler mi? Gerçekten, zaferdeki payları bir “imtiyaz” gerektiriyor mu? “devlet”e ortaklık için pazarlık unsuru mu?
Nereden bakarsanız bakın, kim araştırırsa araştırsın, Mervanîlerin savaştaki rolü aynı kaynaklardan verilecektir.
Öyleyse birileri nasıl uçuveriyorlar! Nasıl ortaklıktan bahsedebiliyorlar! Nasıl “biz” olmasaydık Alparslan savaş kazanamazdı, havasına giriveriyorlar!
Tek sebep var: PKK’nın icraatı... Aman söz söylemeyelim, farklı düşünmesinler; hatta “Türk” demeyelim, alınmasınlar, düşüncesine insanları sevk etmemiz yüzündendir. PKK, etnisiteyi kullanarak kendisine bir tarih inşa etmek istiyor, siyasîler bunlara dayanak oluyor.
D. Ahsen Batur’un, “Kürdoloji Yalanları” nda öyle gerçekler var ki, kimse itiraz edemez. Dikkat ediniz: “Kürdoloji yalanları” derken, etnisiteye isnat yoktur ve olamaz da; olsa bu köşeye giremez! Kitap, ayrıştırma gayesi güdenlerin yalanını ortaya çıkarıyor.
10 bin Mervanî “Kürt”ün Selçuklu saflarında Malazgirt Savaşına katıldığına dair sadece iki kaynak vardır:
Sıbt bin el-Cevzî’nin “Mir’atu’z-Zaman”ı ile Devâdârî’nin “Kenz ed-Dürer ve Câmi’el-Gurer”i.
Sıbt bin el-Cevzî (1185-1256) de, Devâdârî (1335?-?) de Türk asıllıdır. Cevzî’yi hatırlatalım: Ünlü Hanbelî âlimi İbnü’l-Cevzî’nin torudur ki, dede Cevzî’nin “Telbîsü’l-İblîs” i meşhurdur ve bu eser değişik isimlerle Türkçeye tercüme edilmiştir; erbabının el altı kitabıdır.
Torun Cevzî’in kitabındaki “Sultan Alparslan’ın ordusunun safında Kürtlerden ve diğer halklardan takriben on bin kişi toplanmıştı.” sözü, aynen Devâdârî’de de geçmektedir. Ama Devâdârî, bu sözü hangi kaynaktan aldığını belirtmiyor. Devâdârî, Arapçayı iyi bilmemektedir ve alıntıları tahkik etmeden olduğu gibi aktarmaktadır. Böyle olunca, tek kaynak olarak Sıbt bin el-Cevzî kalmaktadır. O da kaynak vermediği için bu bilgiyi nereden aldığını bilmiyoruz. “On bin kişi” ifadesinde, başka halklardan bahsediliyor; oranları nedir? Bilgi bulunmuyor. İbn Esîr, “El-Kâmil fi’d-Târîh”te Selçuklu ordusundan 15 bin kişi diye bahseder. Asıl sayı 40 bin kişidir. Bizans ordusu ise 200 bindir.
Mervanîlerin durumuna hiç girmeyelim. Kendi içlerinde çekişme yaşıyorlardı ve beylik iddiasındaki kardeşler Alparslan’dan yardım istemişlerdi. Yani Alparslan’la ideal birliği için birlikte değildi, menfaatleri için birlikteydi. Bizanslılar kazansaydı beylikleri yıkılacaktı. Alparslan’a yanaşınca biraz daha ayakta kaldılar. Hepsi bu.