Kertenkele öldürürsen...
Cübbeli bu kadar zeki, bu kadar cevvâl... Adam yerinde duramıyor; neye fetva vereceğini şaşırıyor.
Diyor ki: “Kertenkele öldürme hakkında Müslim hadisinde ” Bir vuruşta öldürene 100 sevap, iki vuruşta öldürene daha az, üç vuruşta öldürene biraz daha az sevap vardır. “ (Müslim, Selâm:38, no:5984, 7/42) şeklinde geçer. Çünkü kertenkele İbrahim (Aleyhisselâm)ın ateşine körükle gitmiştir, ateşi üflemiştir. Onun için lanetlenmiştir. Allah-u Teâlâ’nın böyle hikmetleri vardır. Sahih hadislerde de bu konu yer almaktadır.” (Habervaktim, 11 Şubat 2015).
Bu “hükmü” okuyan bir “dindar” ın ne yapması gerekir?
Sıcaklar bastırınca yazıya çıkıp kertenkele avlamalıdır!
Kertenkeleyi bir vuruşta öldüreceksin, 100 sevap kazanacaksın. Sakın ıskalamayın, sevabınız azalır!
Günde 100 kertenkele yakalasa ve bir vuruşta katletse, demek ki, günde 10 bin sevap kazanacak. Yakalarken kuyruğu kopsa ne olacak? Sevabı düşer mi?! Cübbeli, “sahih hadis” diyerek kertenkelenin öldürülmesine cevaz veriyor. Siz hiç Hz. Peygamber’in Kur’ân-ı Kerîm’e dayanmayan bir sözü olabileceğini düşünebilir misiniz?
Ağacından hayvanına her canlının bir fonksiyonu vardır. Bu bir “hayat dengesi” dir.
Kur’ân’da delil yok; ama hadiste var! Bir ipucu olmazsa Hz. Peygamber ayrıntıya girebilir mi?
Hadisler, açık söylüyorum, netameli... Delillendirmek son derece güç. Çok hadis uydurulmuştur. 1400 seneyi aştı, muhaddisler hâlâ hadis ayıklamakla meşguller.
Kertenkele derken hangi türü? Küçük kertenkele mi, yoksa, ülkemizde bile görülmeyen değişik türler mi? Cübbeli Hoca! Bari açıklık getirseydin! Küçüğün sevabıyla büyüğün sevabı bir tutulmaz!
Yalnız sayıda ihtilâf var! Ebu Hureyre’den iki ayrı rivayet geliyor: Birinde 100 sevap, birinde 70 sevap.
Hoca, aklını kullanmış, en fazla sevap getirene fetva vermiş!
Bir rivayette de Hz. Aişe’nin kertenkele öldürmek için evinde mızrak bulundurduğuna dair. Sevabı katlamak için mızrakla öldürmek gerekir mi gerekmez mi? Bu durumda mızrak taşımak Sünnet-i Seniyye’ye uygun mu?
Anadolu çocuklarının bir oyun arkadaşı da kertenkeledir. Ben hiç öldürdüğümü hatırlamıyor ama epey kuyruk kopardım. Kertenkelenin kuyruğu koparılsa dahi hareket etmesi çocuklar için eğlenceliydi. Yaptığımızın canlıya eziyet olduğunu idrâk edinceye kadar bu eğlence sürüp gitmiştir.
Biz öldürmedik ama kuyruğunu kopardık; sevap hanemize yazılır mı?!
Cübbeli, şunu da açmalıydı: Kertenkelenin eti yenir mi yenmez mi? Eğer öldürülmesine hüküm varsa, yiyemezsin. Peygamber Efendimiz kendisi kertenkele eti yememiştir ama yiyene de, “Yeme.” dememiştir.
Said-i Nursî’nin kertenkelenin öldürülmesi meselesinde “hayatın dengesi” noktasındaki mantıklı bir izahını artık buraya almıyorum.
Bir tarafta “Öldür!” hadisi, bir tarafta sahabenin evinde pişen kertenkele eti; üstelik Hz. Peygamber’in yanında yiyebiliyorlar!
Bir fetva daha patlat Cübbeli!
(Hadis âlimi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez gelişigüzel hükümlere karşı devreye girmeyi düşünüyor mu?)
(MHP konusunu yazacağım bekleniyordu; yarına kaldı.)