'Kavga günleri'nin dostları

Canlarını birbirlerine emanet edenler geçen hafta sonu Bursa'da buluştular.

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF)'de, 12 Eylül öncesinin, o netameli zaman diliminin kader ortakları, her yıl bir şehirde toplanıyorlar.

Kavga günleri... Sanmayın ki, bu kavgalar, "yumruk" ve "silâh"la... "Kavga" her cephede sürüyordu.

"Kavga Günleri" deyince... Yağmur Tunalı'nın "Kavga Günleri" kitabından burada kaç defa bahsettim. Ağırlıklı olarak dönemin bir cephesini, kültür ve sanat olaylarını hatta vuruşmaları anlatır. Nereden nereye geldiğimizi o kitaptan okumalı. (Bilge Kültür Sanat Yayınları). Konuşulmayanlar da vardır ve mezara kadar sırdır.

Bir savaşın içindeydik. Şunu kesinlikle ifade edeyim: O günleri bütünüyle yaşamış kişi olarak her şeyi gördük ve biliyoruz. Kimse "kullanılmak"tan bahsetmesin. "Yanlışlıklar" her harekette kaçınılmazdır; bu "yanlışlıklar"ı bütüne yaymak kastîdir.

Allah'a çok şükür ki, "kavga"nın bir tarafındakiler, yerli fikrin insanlarıydılar. "Kutlu yürüyüş"ü karıştırmak, bulandırmak isteyenler olmadı mı? Oldu elbette... Bir hareket varsa, sızıntılar da vardır. Herkes bunu bilir ve tedbirini alır. Onun için Ülkücü Hareket'te şu oldu bu oldu, diyenleri hiç kaale almayın. Özü sağlam.

Kavga edildiyse, ülke için "Maşalar"a karşı kavga edildi. Türkiye 50 yıldır terörün kıskacında. Dehşete düşüyorsunuz değil mi?! Demek ki, "Dışarı"dan bizi çökertmek için her yol deneniyor. Devleti yönetenler üzerlerine düşeni yapmadıkları/yapamadıkları anda, halk devreye girmiştir. Halkın çocukları üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirmişler ve üstelik gadre de uğramışlardır. 12 Eylül Darbecilerinin sapkınlığından bahsediyordum. Bu ayrıntılara şimdilik girmeyelim.

Bursa'da buluşan arkadaşlar öğrenciliklerinden sonra da ülkeleri için ellerini taşın altına koymuşlar, hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır.

Bu yıl Bursa'da toplanan DTCF'li "gaziler"in sayısı 100'ü geçmişti. Hanımların çokluğu dikkatimi çekti. Onlar da mücadelenin her safhasından üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmışlardır. Buluşmada ilk defa karşılaştığım arkadaşlarım oldu. Prof. Dr. İsmail Özçelik, Mustafa Tanju Gözer meselâ... Öğrenciliğimizde hep beraberdik. Toplantıda görebildiğim kadarıyla dört profesör vardı. Doktorasını yapanları, ikinci fakültelerini bitirenleri sayamıyorum artık.

Prof. Dr. Mehmet Akgün, son çıkan "Yunan Felsefesi ve Metinler", Şeref Kutludağ şiirlerini topladığı "Güneş Ektim Gönlüme" kitaplarını getirmişlerdi. (Ayrıca bahsedeceğim.)

Buluşmada, 12 Eylül sonrası MHP Davası'nın arşivinden söz edildi. DTCF'liler bu davada avukatlara büyük destek vermişler, sol-sağ ayırmadan Türkiye sathında mahkemelerde, emniyette ne belge temin edebildilerse toplamışlar, muazzam bir arşiv kurmuşlardı. Bir apartman dairesinde korunan bu belgeler bir gece kapı kırılarak boşaltılmış. İsmail Vayvaylı ayrıntıları biliyor. Arşiv nerede? Bu sorunun cevabını bulana kadar yazacağım. Yakın tarihin bütün olup bitenleri o arşivdeydi.

Bahattin Ergezer, DTCF kaynaklı Hasret, Yağmur Tunalı Divan dergilerinin serüvenlerini anlattılar. Toplantıda her şey konuşuldu, tek bir şey konuşulmadı: Günlük politika!

Ercan Çalışkan, Behçet Kemal Gürsoy ve Kâzım Çetin arkadaşlarımın organizasyondaki çabalarını anmam gerek. Bütün DTCF Birlik adına açık teşekkür. Toplantı seneye Antalya'da inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları