Kandil üzerinden siyaset!..

Akşener zamanında çıkış yaptı. Kılıçdaroğlu ile aynı güne denk geldi. Konu elbette siyasal düzenin en kronik meselesi Kandil ve HDP suçlamasıydı.

Buna cevap verildi.

CHP, Tezkereye "yabancı askerleri" gerekçe göstererek karşı çıktı. Ancak, öteden beridir "evet" dediği tezkereye karşı oy vermesi hem kendi tabanında ve hem de İYİ Parti tabanında endişelere sebep oldu.

Neden?

Çünkü iktidarın "Kandilden emir alıyorlar" şeklinde bir iddiası vardı.

Şaşacaksınız ama buna sahiden inanan pek çok kimse bulunuyordu.

Gittiği yerde Akşener''e bile bu yönde soru yöneltenler olmaktaydı.

Hâlbuki bu, iktidar ve ortaklarının apaçık bir kara propagandasıydı.

Düşünsenize, koskoca CHP, Kandil''deki terörist Duran Kalkan''dan gelecek talimata göre politika belirliyor. Kendi aklını kayıp etmiş, yön tayininde sıkıntı yaşıyor, bula bula Kandil''deki eşkıyayı bulmuş ve onlardan gelecek akılla siyasette kendine yön çiziyor.

Bir an gerçek olduğunu varsayalım.

Peki, bunlar olurken devletin kurumları ne yapıyor?

MİT, emniyet istihbarat, askeri istihbarat uyuyor mu?

Herhalde uyuyor.

Madem uyuyor iktidar medyası veya MHP-AKP yöneticileri, muhalefetin Kandil''den emir aldığını nereden biliyor?

Öyle değil mi?

Haydi, biliyorlar diyelim, neden bu talimatların belgelerini yayınlamıyorlar?

Neden gizli konuşmaların dökümünü, çarşaf çarşaf gazetelerde, televizyonlarda halka göstermiyorlar? Soksalara gözümüzün içine. Bizde şaşırıp ne yapacağımızı bilemez hale gelsek ya.

Yapmıyorlar yahut yapamıyorlar.

Çünkü öyle bir belge yok.

Çünkü bu, MHP ve AKP''nin, halkı kandırmak için söylediği büyük yalan. Gerçek olsa, bırakın açıklamayı, o partiyi derhal kapatırlar.

Şu an, siyasal yapı, en karışık sürece doğru yol almakta. Üzerinde ekonominin baskısı var. Bu baskı toplumsal baskıya dönüşmüş durumda. İktidar, koltuğunu kaybediyor.

Bu durumda ne yapacak?

Beka, vatan, millet, terör, din-iman noktalarından daha da büyük yalanlar ortaya atacak. Kısaca ağır kara propagandayla karşılaşacağız. Öyle görülüyor ki düşünme ve üretim aşamasındalar.

Bu sebeple Akşener''in "HDP''yi Pkk''nın yanında konumlandırıyorum" söylemi önemli. Aynı şekilde, "tezkereye hayır" diyen CHP"nin sürekli manşetlerle, haber ve yorumlarla karalanması kampanyasının önünün kesilmesi için Kılıçdaroğlu''nun "Söz veriyorum, o Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem bana Kılıçdaroğlu demesinler" çıkışı da tam yerine denk gelmiştir.

Aslına bakarsanız geçmişte HDP ile ortak olmayı kendine zül saymayan AKP''nin şimdilerde sırf muhalefet olmanın ötesinde Millet İttifakıyla bir ortaklığı olmamasına rağmen sürekli ortakmış gibi siyaset üretmesi da bir yönüyle boşa çıkarılmıştır.

Siyasete "Kandil" üzerinden yön veremeye çabalayan Cumhur İttifakının, halkı ikna edecek argümanı kalmamıştır. Kendi yarattıkları ekonomik, siyasi ve sosyal yıkımın altında kaldıkları kesindir. Şimdiye kadar nitelikli bir çözüm üretemediklerine bakılırsa bellerini doğrultmaları da mümkün görülmüyor. Öyle ise geriye ne kaldı?

"Kandilcisin, PKK''lısın, HDP''nin ortağısın. Suriye''deyiz. Operasyondayız …vs" nutku, sığınma noktaları.

Hâlbuki parlamenter sistemi yok ederek siyaseti yüzde 51''e mahkûm eden kendileri. Seçilme şartı yüzde 51 olunca ister istemez HDP gibi oy oranı hayli yüksek partiler seçimin belirleyicisi haline gelmiş oluyor.

Peki, bunu kim yaptı?

Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemiyle Cumhur İttifakı.

Boşuna çabalıyorlar.

Sonuç olarak, "Kandilcisin" propagandasına nokta konuldu ama iktidar ve ortaklarının; Kandil''in asıl sahibi ve kurucusu, doğal lideri olan Öcalan''la seçim ittifakı sona erecek mi bilmiyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları