Üst makamlara hakkıyla gelmiş…
İşinin hakkını veren…
Üstlendiği görevde, ülkesine ve milletine artı değer katan…
Samimi…
Dürüst…
Ahlaklı ve milletine güvenen, her kim olursa olsun…
Hangi düşünceden olursa olsun -ülkeye ihanet etme düşüncesi hariç- hepsine de saygı duyuyorum.
*
Bu düşüncemi sizinle paylaşırken, meğer ne de çok saygı duyulmayacak yönetenlerimiz varmış.
Var çünkü:
“Ayranı yok içmeye tahterevalliyle gidiyor ……” deniliyor ya hani, işte o düşüncede olanlar, saygı duyulacak olanların misli misli üstünde.
*
Adamlar milletin parasıyla, dünyalıklarını yapmışlar…
İnsanımıza düşünmeyi unutturmuşlar…
Soru sormayı unutturmuşlar…
Dinin ne olduğunu olmadığını bir türlü anlatamamışlar…
Özgüvenin hep övülmesine rağmen, gençlerde özgüven bastırılmış.
Olan biten ne varsa ‘Kader’e bağlanırken, itibar parada aranır olmuş.
*
Şöyle bir etrafımıza bakıverelim, itibarlı insanlar; paralı insanlar mı, yoksa parası olmayıp da ilmi…
Ahlakı…
Memleket sevdası…
Çalışkanlığı olan insanlar mı görürüz.
*
Son dönemde ‘Paralı itibarlılar’ niye bu kadar çoğaldı diyeceğim ya, her şey o kadar ayan beyan ortaya serilmiş ki görmemek için kör olmak lâzım.
Kendilerine emanet edilen milletin geleceğini kendi ikballeri için öyle güzel kullanmışlar ki aman Allah’ım şatafatlarından geçilmiyor.
Oh ne âlâ memleket!..
*
Ben bunu söylerken “A partisi öyle de B partisi öyle değil” demiyorum.
Birinde az diğerinde çok vicdansız var, ama var işte.
*
Sonra da “Nasıl bu hâle geldik?” diyoruz ya, aslında nasıl bu hâle geldiğimiz de biliniyor.
Kimileri bunun ‘Kaderin bir oyunu’ olduğunu söyleyebilir
*
Çünkü açıklanacak söz bulunamadığında da ‘Kader’e başvuruluyor.
Kaderin bir oyunu mudur, değil midir bilemem, ama betona yatırım yapmayı ‘Yatırım’ sayanlar, insana yatırım yapmayı tamamen unuttur oldular.
*
Canları sağ olsun da bu millet de bir gün gelir onları unutur.
Ve bir gün onlar, ana muhalefete ya da muhalefete düştüklerinde, biz esas neyin ne olduğunu o zaman görürüz!..
Belediyeler mi çok israf etmiş…
Genel yönetimler mi?
*
İçimden bir ses, onların sarıldıkları ‘Kader’ onu da bu millete gösterecek ve ‘Kader böyle istedi üzülmeye gerek yok’ denilecektir.
“Milletin kararına saygılıyız.” denilecektir de bu milletin niye böyle kararı aldığı sanırım göz ardı edilecektir.
*
Haydi hayırlısı bakalım.
Görelim bakalım Mevla neyler, O neylerse güzel eyler!..
