İstanbul halkı cezalandırılmak mı isteniyor?
31 Mart seçimlerinden beri şu soruları konuştuk tartıştık: Muhalif belediye başkanları, AKP'li meclislere ve AKP'li merkeze rağmen nasıl çalışacak? Belediye Meclisleri, başkanların yapmak istedikleri faaliyetlere ket vurarak, başkanı "çalışmıyormuş" gibi göstermeyi deneyecekler mi? Ya da TBMM'den çıkacak yasa değişiklikleri ile belediye başkanlarının yetkileri kısıtlanacak mı?
Cevaplarını o zaman da az çok tahmin edebildiğimiz bu sorulara, tahminlerimizi haklı çıkaracak somut örneklerin haberleri, ilk günden beri gelmeye başlamıştı. Yakın tarihte de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde şunlar yaşandı:
1. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kamu bankalarının kendilerine kredi vermediğini açıkladı.
2. İBB'nin engelliler merkezi yapmayı planladığı Eyüpsultan'daki İSKİ mülkiyetinde bulunan Osmanlı Parkı, AKP'li Eyüpsultan Belediyesi'ne bedelsiz olarak 10 yıllığına tahsis edildi. Bunun gibi İBB'ye ait pek çok arazi ve bina da yine Belediye Meclisinin oylarıyla, AKP'li ilçe belediyelerine tahsis edildi.
3. İBB Meclisinde İSKİ'nin su zammı talebi, AKP ve MHP'li meclis üyeleri tarafından reddedildi.
Baştan söylemek lazım ki, bu tutum, iktidarın istediği sonuçları vermez.
Buna kanıt olarak da önümüzde şu an meclisiyle ve başkanıyla CHP'li olan Eskişehir örneği var. Oysa Eskişehir de bir önceki dönem AKP'li meclis ve CHP'li başkana sahipti. Başkanı başarısız göstermek için kamu hizmetlerinde engellemeler yapıldı. Ancak Eskişehirliler, Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i suçlamadı; gerçeği gördü ve faturayı AKP'li meclise kesti.
Aynı şekilde Hamidiye Su ile başlayan bu engelleme girişimleri de İmamoğlu'nu başarısız göstermez. Belediye yönetimleri, merkez yönetimlerinden daha şeffaftır, halka daha çok tesir eder, dolayısıyla ilgili sakinlerce daha çok takip edilir. Halk, engellenerek başarısız gösterilmeye çalışılan başkanın farkına varır.
Bu da vicdanlı halkımızın, tıpkı tekrarlanan 2019 İstanbul Yerel Seçimlerinde olduğu gibi, mağdur edilmek isteneni daha çok sahiplenmesine sebebiyet verir.
İSKİ zammına engel olmak gibi -İmamoğlu'nun tabiriyle- "ucuz kahramanlıklar" da elektrik ve doğalgaz kullanan vatandaşlar açısından, ancak AKP iktidarını ikiyüzlü gösterecektir.
Son bir yılda elektrik ve doğalgaz faturalarına toplam 10 defa zam 1 defa indirim yapılmış vatandaş, bu hamleleri samimi bulur mu hiç?
Kamu bankalarının İBB'ye kredi vermemesine gelirsek, kime bu ceza?
Muhalif İstanbulluların mı alacağı hizmetler zorlaştırılmış oldu yalnızca? AKP'li İstanbul seçmeni de aynı şekilde olumsuz etkilenmiyor mu bu ambargodan?
Keza engelliler merkezi yapılmak istenen park… Yalnızca CHP seçmeni olan engelli vatandaşlar mı mağdur edilmiş oldu? AKP'li engelliler etkilenmedi mi bu hamleden?
Hem kim kimi cezalandırıyor ki?
İstanbul seçmeni 15 yıllık AKP belediyeciliğini tercih etmeyerek AKP'yi yanlışlarının farkına varması için uyarmışken; AKP, bu uyarıyı almak ve gereğini kendine çeki düzen vererek yapmak yerine, "nasıl bizi seçmezsin" diyerek İstanbul halkını cezalandırmaya mı çalışıyor?
Millet İttifakı'nın yerel seçimlerdeki başarısının önemli bir etkeni, AKP'nin tek yanlı ve kendinden olmayanı cezalandırıcı tavrı idi. Bu yapılan engellemeler, aynı tutumunu sürdürdüğüne işaret ediyor ve AKP adeta yanlışlarının altını çizmiş oluyor. Ve böyle devam ederlerse, önümüzdeki seçimlerde 23 Haziran'dakinden çok daha büyük bir hezimet AKP'yi bekliyor.