"Siyasî İslâmcılar"ın saçma sapan, sathî, indî din anlayışını dümdüz etmek gerekir. Dümdüz et ki, bütün alan görülsün ve kendilerine yeni bir sayfa açma fırsatı doğsun.
"Siyasî İslâmcılar"ın nazarında Türkiye'de herkes her şey olabilir ama Türk asla "Türk" olamaz!
Recep T. Erdoğan 11. muhtarlar toplantısını yaptı, HDP'ye yüklenme fırsatı yakaladı. Selahatin (bu eş baş olanı) Almanya'da HDP/PKK'nın propagandasını yapıyormuş. Salonda birçok ülkenin bayrağı asılıyken Türk bayrağı asılı değilmiş. R. T. Erdoğan soruyor: Mitinglerinde insanları kandırmak için göstermelik birkaç TÜRK bayrağı salladın, şimdi niye TÜRK bayrağı asmıyorsun!
"TÜRK" dediğini vurgulamak için kelimeyi iri harflerle yazdım.
R. T. Erdoğan başlangıçta "Türk" dememek için çok çabaladı. "Türkiye" demek istedi. O da ağzında eğreti duruyordu ama devletin adı "Türkiye" idi. Mecburiyetten. Sonra tutturamadı, "Türk"e döndü.
Selahattin Eş'in yazıları üzerinden yürüyoruz iki gündür. S. Eş, "İslâm devrimi" dedi, gitti, İran'da yıllarca kaldı. Ne oldu sonra?
Bu zat, "'Irkçılık ifriti'nden kurtulmak, imkânsız değil..." başlıklı yazısında mugalatayla mevzuyu Benî Âdam'e getiriyor. Kur'ân-ı Kerîm'de ne yazılıysa o! İnkâr edenlere git söyle! Ama Türk'ün de yaratıldığını söyle!
Adamın kastı mı desem, cehaleti mi desem... "Türkiye adı da, Anadolu'da yüzlerce yıl kullanılmamışken, ilk kez, 1920'lerde resmen telaffuz edilmiştir. Önde gelen Türkçülerden Rıza Nur'un oldubittisiyle..." diye yazabiliyor.
Zır cahiller muhakkak ona inanıyordur! (Siyasî İslâmcılar ya zır cahildir ya da çok bilgilidir. Çok bilgilileri ya uşaktır; başkasının hesabına yazar ya da Türk'le görülecek bir hesabı vardır! Uyuşuk zır cahilleri "günah" kavramıyla korkutarak sustururlar.)
"Türkiye" adı ta başından beri vardır Selahattin Eş! Orta Asya'da "Türkistan", Anadolu'da "Türkiye". Avrupalılar, senden önce durumu sezdiler ve kimin ülkesi olduğunu anladılar. Selçuklulardan beri, Türklerin mesken tuttuğu bu ülke "Türkiye" diye tesmiye edilir. Nefret ettiğin Mustafa Kemal "Nutuk"unda "Yeni Türkiye" der. Sana, çevirdiğim dönemin peryodiklerinden istemediğin kadar "Türkiye" adlandırması sıralarım!
Sen Alparslan'ın İranlı kudretli veziri Nizamülmülk'ün "Siyasetnâme"sini okudun mu? "Siyasetnâme"de bir at kılı hikâyesi vardır. Bir at kılı zayıf, birçok at kılı bir araya gelirse kavîdir. Bu örneği Alparslan Türkler için verir. "Siyasetnâme"de, Alparslan'ın "Türk"ün mana ve ehemmiyetini bir anlatışı vardır ki, müthiştir. Oku Selahattin Eş! İslâm'la çatışan bir şey bulabilecek misin?!
Ne yazayım sana artık ya!...
***
Gazeteciye saldırı!
Gazeteci Ahmet Hakan (Coşkun) saldırıya uğradı. Ahmet'in elinde sadece kalemi var; silâhı yok. Bir meselen varsa mahkemeler orada. Neden saldırıyorsun?! Geçmiş olsun Ahmet Hakan.
