İslâmcının itirazı (1)
İslâmcıların kendi fikirlerini işlemelerini, siyasî emel gütmelerini fikir hürriyeti kabul ederim; ancak, Türk'ü silmelerini, "Türk" deyince "ırkçı" göstermelerini kabul edemem.
Laikliğin arızalarını sayıp dökebilirsiniz ama bu arızaları getirip "Türklüğe" dayayamazsınız!
Defalarca burada yazdık. Aksaklıkları Türk'te ararsanız, başkaları gelir, sizi tepeler geçer.
Balkan Savaşları'nda "düşman" neredeyse İstanbul'a girecekti. İttihatçıların hemen hepsi Balkan imtihanından geçtiler. Harp okulunda çıkar çıkmaz Makedonya dağlarına, komitacılarla mücadeleye gönderildiler. M. Kemaller, Enverler, Karabekirler, Niyaziler, Yakup Cemiller ve daha niceleri Balkanlardaki komitacıların, onları destekleyenlerin hedeflerini fark ettiler ve tabiri caizse kendilerine geldiler. (Çoğunun farklı etnisitelerden olduklarını belirteyim.)
Balkan Savaşları Osmanlıcılığı geriye atmış, Türk milliyetçiliği siyasetini zarurî hâle getirmiştir. Millî Mücadele bu zaruretin devamdır.
"İslâmcı" zevat, her şeyi bir tarafa bırakmış "Türk"le yatıp "Türk"le kalkıyor. Sanki zamanında "Türk'üm" diyenler Türkiye'yi kurtarmasaydı; işgalde kalsaydık, parçalansaydık, kıyıma uğrasaydık, sürülseydik, çok daha memnun olacaklardı.
İslâmcıların en ehveni bile "'Türk' deyince M. Kemal'le özdeşleşir miyim?" korkusuna kapılıyor.
Yakın zamanda, Habervaktim'den Ahmet Doğan İlbey'in Türklük üzerine yazısını ele almıştım. İlbey, "Ârızasında ısrar eden bir Türkçünün ithamnâmesi" başlığıyla cevap vermiş. İlbey, ayrıca bana, "Muhterem Türk karındaşım" manalı başlığıyla not göndermiş:
"Fakiri de dahil ettiğiniz 'Türkçülük düşmanı... İslâmcı cenah' ifadelerinizin yer aldığı yazınıza cevabî yazımdır. / İlmî kişiliğiniz için değil, durduğunuz yer bakımından kullandığım 'Ârızalı Türkçü' ifademin dışında söylediklerim inandığım ve doğrusunun bu olduğunu bildiğim Türk ve Türklük anlayışımı belirten bir yazıdır. / Selâm ve hürmetlerimle.
Ahmet Doğan İlbey / Habervaktim"
İlbey'e, notu için, teşekkür ediyorum. Bizi "karındaş" ilân etmiş. Karındaş > kardeş'le Türklüğe de bir atıf var. İyiye işaret!
İlbey, yazısının girişinde diyor ki:
"Yeni Çağ Gazetesi yazarlarından Arslan Tekin, 'Türkçülük Hareketinin Türklük Anlayışı Ârızalıdır' başlıklı yazımıza alınmış ve 'Türklük anlayışı ârızalıysa, ârızalı olmayan Türklük anlayışını sen göster İlbey'im!' diyerek 'İslâmcıların 'Türk' sıkıntısı' (21.12.2015, Yeni Çağ) adıyla bir itiraz yazısı yazmış. / Ârızalı Türkçülüğüne zül gelmiş olacak ki ardından 'Derdiniz Ne Sizin?' (22.12.2015, Yeni Çağ) başlığıyla bir yazı daha kaleme almış ve bazı müelliflerin arasına fakiri de dahil ederek 'Türk üzerine gitmekle' ve 'Türk düşmanlığıyla uğraşan İslâmcılar...' şeklinde yaftalayıcı ifadeler kullanmış ki, cevap vermek vacip oldu.
Vurgularından anlaşıldığı üzere Atatürkçü ve seküler Türkçü olan muarızımın ilk yazısından uzunca bir iktibas yaptıktan sonra kabahatinin ârızasından büyük olduğuna, yâni ârızalı Türklüğüyle kalmayıp söyledikleriyle ârızalı anlayışında ısrar ettiğine işaret edeceğim."
Peki... Başlıyoruz! İlbey beni "Atatürkçü ve seküler Türkçü" ilân etmekte bir beis görmüyor. (Devam edeceğiz.)