İşin sonunu düşün sen!
PKK altın çağını yaşıyor. Silâha sarılmayacaklar. Ama örgüt faaliyetini aba altından sopa göstererek alabildiğine yaygınlaştıracaklar. Nitekim öyle oluyor.
Ak Parti ile yaptıkları antlaşma ne idi: Silâhların susması... Şehit cenazeleri gelmeyince herkes inandırılacak: Ortalık süt liman...
Ak Parti yönetiminin tek dayanağı bu... Ülkeye huzur geldi, var mı asker ölümleri, polis ölümleri?
Yazmıştım: “Ver kurtul” denilen noktadayız.
Buyur... Güneydoğu’da hatta Türkiye sathında istediğini yap; yeter ki silâh kullanma... Vergini kes, gençleri dağa götürmeye ikna et... Propagandanın bütün yolunu dene. Basın-yayın organları da emrinde... Televizyon kanallarındaki açık oturum yöneticilerinin hepsi senin meşrebinden... Her gün adamlarını ekrana çıkarsınlar, yazarlar senin için yorumlasınlar!
Yine yazdığım gibi, bütün gelişmeler “iş birliği”ni ortaya koymuyor mu?
Hükûmet bu işin sonunu nasıl düşünmüyor; akıl erdirmek mümkün değil...
Abdullah Öcalan muhatap alındığına ve PKK ile masaya oturulduğuna göre, PKK kanun dışı bir örgüt değildir; Güneydoğu’da, halk bu zehaba kapılmanın ötesinde inanmış/inandırılmış.
PKK devleti kurulmuş vaziyette! Her aile PKK yönetimine vergi ödeyecek... Her aile en azından bir çocuğunu dağa “askerlik” için gönderecek.
Öyle bir havaya girildi ki, “askerlik” sürelerini tamamlayan PKK’lılar evlerine bile gönderiliyor!
Pek bilinmeyen bir şeyi daha söyleyeyim: Orta Anadolu’da 18., 19. yüzyılda iskân siyasetine uygun Güneydoğu’dan göçürülmüş ailelerin yerleştirildiği köylerden, ki ben Kırşehir-Yerköy arasında, “Çöl” denilen mevkide (en verimli topraklarda) kurulan köyleri bilirim, oralardan en az 100 kişi, çoğu üniversitelerde kandırılarak, dağa çıkartıldı. Şimdi bunlardan yıllarını PKK’ya vermişler evlerine dönmeye başladılar. Neden? Yaş ilerliyor, hareket kabiliyeti yitiriliyor. Dağda yaşayacağına, evine dönsün, örgüte asker toplasın, propaganda yapsın... Hangi köyden kimler olduğunu sayayım mı?
Ak Parti’nin meşruiyet kazandırdığı PKK karşısında insanlarımız şartlarını kabullenmiş durumdalar.
Cumartesi Konya’da MHP’nin “Türkçe” adı altında bir büyük mitingi vardı. Yazdım, okudunuz. Çok insanla görüştüm. Şu söz öyle acı geldi ki: “Konya’ya Öcalan’ı getirip vali yapsan kimse itiraz etmeyecek!”
AKP’nin en güçlü olduğu yerde, PKK ile antlaşmaya oturulduysa, R. T. Erdoğan’ın bir bildiği vardır ve bunu Allah adına yapıyordur! İnsanlar buna inandırılmışlar.
MHP Merkez Yürütme’den Musa Küçük: “Ramazandan önce, Diyarbakır ve çevresinde çalışma yaptık... PKK’ya karşı çıkanlar bile Erdoğan, Öcalan’la antlaşmaya oturunca PKK’nın başını ‘meşru lider’ görmeye başlamışlar.” dedi.
Ey halkım! Hâlâ gaflete devam mı? Birliğimiz dirliğimiz bozulsun mu? İnsanlarımız birbirine düşman edilsin mi?