IŞİD'e muhtaç olmak

PYD dedikleri, bizdeki HDP, YPG dedikleri de PKK... Bunlar iç içe... Sınır ötesinde oldukları için isim ister istemez farklı... Fakat gaye bir.

Türkiye'de PKK ilk çıktığında, savaştığı kesim, PKK ile aynı gayeyi güden etnikçi diğer örgütlerdi. Diğer örgütlerin ileri gelenlerinin birçoğu öldürüldü; birçoğu kaçtı, kalanlar da sindi. Abdullah Öcalan, alanda tek hâkim kendisi kalmak istedi. Bir ara Hizbullah çıktı. Onların Allah-Kitap dediklerine bakmayın, A. Öcalan'dan PKK'sından farkları yoktur. Kurdukları partinin tüzüğünü açın, okuyun; PKK bile ancak o kadarını söyler. Onların silahlı kanadı, şimdilik, sessiz.

Türkiye'de kimya okumuş, senin benim gibi Türkçe konuşan Müslim Suriye'nin kuzeyindeki etnikçi grubun başı görünüyor. Müslim'in geçmişte A. Öcalan'ın yanında olduğu, ona çömezlik ettiği bilinsin. Fotoğrafları da yayınlandı. Müslim ve adamları, PKK'nın Türkiye'de yaptığını Suriye'nin güneyinde yaptılar ve PKK'dan sağladıkları silâh ve militanlarla diğer bütün grupları sindirdiler; kimini öldürdüler, kimini kaçırttılar.

PYD'nin, bizim Suriye sınırımızın öbür tarafına hâkim olması o kadar tehlikeli ki...

Suriye, artık "bir" olmaz, olamaz; parçalanmıştır. Şu kargaşada kim ne koparırsa kâr saymaktadır. PYD/PKK, doğudan batıya Hatay'a kadar bütün sınır boyunda bir devlet kurması, Türkiye'nin sürekli tehdit altında olması, istikrar bulamaması, ülke insanının birbirine düşmesi demektir.

Türkiye zayıflar, Ankara, içeride kargaşanın, isyanın önüne geçemezse, Barzanî de kendisine pay isteyecek, o da PYD/PKK ile iş birliğine gidecektir.

Irak'ta hükûmete hâkim olanlar Şiî, Suriye'de de öyle. Üstelik Şam'da, Şiîliğin daha farklı ve katı kolu söz sahibi. Bu kolun tarihte Alamut bağı kuvvetli idi. (Hasan Sabbah'ın akidesinden bahsediyorum.) Bu kol öyle ki yeri gelmiş, Suriye'de belli bölgelerde hâkimiyet kuran Haçlılarla da iş birliği yapmıştır.

ABD için Türkiye hiçbir zaman önemli olmamıştır. 1964'te, Johnson'ın mektubunu, 1974'te Kıbrıs'a müdahaledeki tavrını ve yıllarca sürecek ambargosunu düşünün. Kuzeyimizde SSCB olmasaydı, stratejik ortaklığa bile gitmezdi. Unutmayın ki ABD'yi kuranlar Avrupa'dan gidenlerdir. Avrupa'nın Ön Asya'daki Türk varlığına tahammülsüzlüğünü "Şark Meselesi" başlığı altında formüle ettiğini, en son Sevr'i dayattığını ve 433 maddelik Sevr dosyasını, en zayıf anında raftan indireceğini hiç aklınızdan çıkarmayın.

Başta, en ılımlı diktatör Beşşâr Esad'a karşı ayaklanmalar başladığında, her şeyin çok kolay değişeceği sanılmıştı. Beşşâr gidecek, ortalık süt liman olacaktı. Hesap hatası yapılmıştır. İdeolojik körlük, pratik faydanın önüne geçmiştir.

Beşşâr'a dönsen, çok geç; dönemezsin. İnanır mısınız, Türkiye şu anda IŞİD'e muhtaç hâle geldi.

IŞİD'i; PKK kadar, ABD kadar, Rusya kadar tehlikeli görmüyorum. Toplama gruptur; bir zaman sonra heyecan sönecektir.

Kaç zamandır yazdığımı tekrarlayacağım. Diyorum ki; Suriye bir bataklık; sınırdan asker sokamazsın. PYD ile, PKK ile, ABD ile, Rusya ile karşı karşıya gelen hangi grup varsa, onlarla el altından iş birliğine gidilse...

Menfaatin ne gerektiriyorsa onu yapacaksın.

Yazarın Diğer Yazıları