İnternet'te neden küfür ediyorlar?
"ABD'ye bir suçüstü daha" başlıklı yazımdan dolayı, Amerikalı yazar Justin McCarthy, Amerikan soykırım müzesinde sergilenen sahte belge ile ilgili araştırmaların sahibi Şükrü Server Aya'ya bir mesaj yazdı ve "Bulut'un makalesini okudum. Araştırmanızın tanınması güzel, ancak ülkemin Ermenilerle ilgili tarihinden (geçmişinden) utanıyorum. Gerçeğe asla inanılmayacağına dair umutsuzluğa düştüğümü itiraf ediyorum. Melih, sağlığının iyi olmadığını söyledi. Uzun zamandır acı çektiğini biliyorum. Sağlık durumunuz bu kadar kötüyken bu kadar çok şey yapmanızı dikkate değerdir." dedi.
***
"1.5 milyon Türk çocuğu tehlikede" başlıklı yazım için de incelemelerine yer verdiğim Prof. Dr. F. Dilek Gözütok ve Mahiye Morgül'den mesajlar geldi.
Dilek Hoca, "Sevgili Arslan Bulut, bir vatansever olarak ders kitaplarının ne kadar tehlikeli olduğu konusuna önem verdiğiniz için teşekkürler. Bu hafta ekibimizle birlikte Hayat Bilgisi kitabını incelemeye başlıyoruz." dedi.
Mahiye Morgül ise "Çok sağ olun, yüreğinize beyninize sağlık. Yazınızdaki 'tıklayınız' butonu iyi oldu. Veliler okusun diye bekliyoruz değil mi? Veliler gazete okumuyor, emekliler okuyor. Emeklinin ruhunu kıpırdatmak ise çok zor. İnternet okuyucusu diye bir kitle var, orada dolaşacak bu yazı. Onlar da birbirine dağıtım yaparak 'psikolojik rahatlama' (katarsis) yaşıyor.
Şikâyet seslerini savcılıklara kadar ulaştırmak önemli. Her ilde savcılar harekete geçinceye kadar sesimizi duyacak her kapıyı çalmaya devam... Sevgili Arslan Bey, elleriniz dert görmesin." diye yazdı.
***
Aynı konu ile ilgili yazan ders kitabı yazarı ve 40 yıllık sınıf öğretmeni bir okurumuz ise "Ders kitaplarında metinler sınıf düzeyine göre bir-iki sayfayı geçmezdi. Şimdi dört-beş sayfaya çıkabiliyor. Çocuklar okurken sıkılıyor, metnin başı, ortası, sonu arasındaki bağlantıyı kuramıyor. Metnin içeriğini kavrayamıyor.
Eskiden Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinde Cumhuriyete nasıl kavuştuk, ilimiz, bölgemiz, yer altı-üstü zenginlik kaynaklarımız, Osmanlı, Selçuklu, Orta Asya Türk devletleri gibi konuları işlerdik. Şimdi ise Hollanda'nın lalesi, Anzaklar, bireysellik gibi konuları işliyoruz. Öğretmen yapısı çok aşındı. Kılık kıyafet, davranışlar... Eskiden öğretmenler, Türk devletinin, Türk Milleti'nin öğretmeniydi. Şimdi Rabia işareti yapan da var, PKK propagandası yapan da... Ülkemin çocuklarına, dolayısıyla geleceğine yazık ediliyor.
Bir özel isteğim var. Özellikle sizin yazılarınızı okuyacağım diye saat 24:00'e kadar bekliyorum. O günkü yazınızı okuduktan sonra yatıyorum ama bu sefer de uyku tutmuyor. Gazete yönetimi köşe yazılarını sabah 5-6 gibi değiştirmeli. Yoksa sizin yüzünüzden gerçekten sağlığımız bozulacak. 'Sabah oku' derseniz, duramıyorum, sizin yazılarınızı çok merak ediyorum. Sağlıcakla kalın." ifadelerini kullandı.
***
Anlaşılıyor ki bizim yazılarımız, her okurda katarsise yani duygusal boşalıma sebep olmuyor... Evet İnternet üzerinde öfkesini kusarak veya yazı paylaşarak görevini yaptığını düşünen çok insanımız var. Uzm. Klinik Psk. Cansu Torun, katarsis için "Yunan filozof Aristoteles, izlediği bir tragedyadan sonra duygularından arındığını ifade etmek için bu kelimeyi kullanmış. Aristoteles'e göre, sahnedeki karakter, duyguyla başa çıkabildiğinde seyirci de o duygusuyla başa çıkabilmeye başlamaktadır." diyor.
Günümüzde medya bütün dünyada, toplumun duygusal boşalma yeridir ama Türkiye'de buna da izin yok artık! Medya, ele geçirildi. Az sayıdaki özgür basın ise adli, mali veya idari baskı altında!
İnternet'te önüne gelene küfür edenler ise trafikte kuduranlar gibi aslında kendi yaşadığı bunalımları dışa vurmuş oluyor...