İnsanca yaşamayı bilmek
Dün itibariye, Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına girdik. Sokaklardaki kalabalık, sanıyorum ki Cumhuriyet değerlerine önem veren herkes için umut oldu. Peki, ikinci yüzyıl nasıl olacak?
Atatürk, “Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek olan sizlersiniz” demişti.
Çağdaşımız pek çok ülkenin aksine, şimdiye kadar 100 yıl sürdürmeyi başardık.
Layıkıyla mı? Tam olarak değil.
Yükseltebildik mi? Belki bir noktaya kadar evet, ancak bir ileri bir geri giderek, yerimizde saydığımız da çok oldu.
Şimdilerde ise neredeyse sadece geriye gidiyoruz.
Kaybedilen değerler
Cumhuriyet kazanımlarımızı, değerlerini kaybediyoruz.
Hukuk devleti ilkesini benimseyen,
İnsan haklarına bağlı,
Üreten,
Kadın-erkek eşitliğini ön plana koyan,
Bilimin izinden giden, akılcı,
Gelişime açık,
Eğitimi bilimsel temellerin üzerine inşa eden,
Kültür ve sanata önem veren,
Laik,
Cumhuriyeti öncelikleyen bir ülke olmaktan git gide uzaklaşıyoruz.
Oysa…
“Cumhuriyet Fazilettir”
Atatürk, 1925 yılında İzmir Kız Öğretmen Okulu’nda Cumhuriyet ile sultanlık arasındaki farkı şöyle açıklamış:
“Cumhuriyet fazilet-i ahlakiyeye dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslar insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya ve tehdide dayandığı için korkak, zelil, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bundan ibarettir.”
O dönemin gereği olarak, sultanlığa dair söylediği bu ağır sözleri, bugün hala sultanlık özlemi güdenlerin olduğunu gördüğümüz günlerde yeniden hatırlatmak da bu dönemin gereği.
Peki nedir fazilet? Erdemdir; yani, ahlakın övdüğü, iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, insanın ruhi olgunluğudur.
Bu açıdan fazilet, bu insani değerlerin tümüne sahip olmaktır.
“Asri bir Cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu bilmek demektir” diyen Atatürk, Cumhuriyet’in faziletini de açıklamıştır:
Milletin insanca yaşamasını ve insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu bilmesi.
Yukarıda yavaş yavaş yitirdiğimiz Cumhuriyet değerleri işte bizim insanca yaşamamızın anahtarları.
Dileğim, bu ikinci yüzyılda, söz konusu değerlerin daha fazla kişi tarafından, daha sıkı bir bağlılıkla sahiplenilmesi ve Cumhuriyetin yükseltilerek yaşaması.