İnsan zekâsıyla nasıl dalga geçilir?

1) Türkiye topraklarından silah ve terörist geçmesine izin verdiğinizde... Geçerken onlara ilçelerde kaymakamlıklar marifetiyle kebap ısmarladığınızda... Şimdi de onları topa tutmak zorunda kaldığınızda...

2) PYD terör örgütüyse -ki yüzde yüz öyledir- onun gerçek lideriyle pazarlığa oturmayı strateji saydığınızda... Suriye'deki vekilini ise Ankara ve İstanbul'da defalarca ağırladığınızda...

3) PYD terör örgütüyse -ki yüzde yüz öyledir- onunla iş birliği yapanları yargılamadığınızda yani yargılanmadığınızda...

4) "O toprakları Ankara'yı savunduğumuz gibi, İstanbul'u savunduğumuz gibi savunacağız" dedikten birkaç ay sonra Süleyman Şah türbesini apar topar kaçırıp bir başka yere yerleştirmeyi 'strateji' diye yutturmaya çalıştığınızda...

5) Kuzey Irak'tan Suriye'ye terörist ve silah aktarılmasına izin verenlerle şimdi onları düşman sayanların aynı kişiler olmasının bir öneminin olmadığını zannettiğinizde...

6) Millete "Sınırlarımızdan güneye doğru Osmanlı gibi uzanacağız" rüyaları gösterirken, illerimizin, ilçelerimizin Orta Doğu'nun harabe şehirlerine döneceği bir dönemi -ister kasten ister öngörüsüzlükle- hazırladığınızın fark edilmediğini düşündüğünüzde...

7) Kobani'deki kardeşlerinize selam gönderdikten sonra, bugün yaşananların 'o kardeşleriniz'in size "Aleykümselâm" demelerinden ibaret olduğunu çaktırmamaya uğraştığınızda...

8) "Bizden habersiz Orta Doğu'da yaprak kıpırdamaz" iddiasında bulunanların Hababam Sınıfı'ndaki Külyutmaz Necmi Hoca'dan daha hâllice olmadığının anlaşılmadığını var saydığınızda...

9) Hem Suriye'de hem Türkiye topraklarında yaşananlarla ilgili 'çok daha kanlı bir döneme hazırlıktır' diye size ikazda bulunanları 'Sevr paranoyası'yla, 'kandan beslenmek'le, 'morg bekçiliği'yle suçladığınız günlerin unutulduğunu hesapladığınızda...

10) "Osmanlı'da Kürdistan da vardı, Lazistan da vardı, ne var bunda?" diye televizyonlarda şartları olgunlaştırdığınızın arşivlerden ve insanların hafızalarından silindiğini farz ettiğinizde...

11) "Ayasofya'yı açın" talepleri karşısında "Siz önce Sultanahmet'i doldurun" şeklinde dalga geçen kafayla Şam'da birkaç vakte kadar namaz kılma arasındaki çelişkinin çakılmadığını zannettiğinizde...

12) Bir zamanlar Beşar Esad'ı Ege'de hatırlı bacanağı ağırlar gibi ağırladınız, şimdi düşmansınız... Sonra Salih Müslim'i İstanbul'da müttefik kontenjanından ağırladınız, şimdi topa tutuyorsunuz... Ama 'monşer zihniyeti'nden kurtardığınız dış politikayı en iyi siz biliyorsunuz!.. İşte bunu 'stratejik derinlik' diye pazarlamaya kalkıştığınızda...

13) 'Stratejik derinlik' dediğiniz ne varsa 'stratejik serinlik' üretti sürekli... Neredeyse herkesle düşmanız... Tüm Türkiye'nin bunu "Küresel güç olmamızı, büyümemizi çekemeyenler var" şeklinde değerlendiren yandaşlardan ibaret olduğunu düşündüğünüzde...

14) Şimdi ABD'ye PYD'nin PKK'yla bağlantısını ispatlayan istihbarat raporları gönderiliyor... Böylece Amerikalılar PYD'nin terörist örgüt olduğuna kanaat getirecek!.. Öyle ya ABD bölgede kimin ne olduğunu bilmiyor!.. Keşke 'çözüm süreci'nde birileri bizim hükûmete PKK'nın terör örgütü olduğunu ve devlet uyutulurken terörizm faaliyetlerine devam ettiğini bildirseydi!.. Belki o vakit devletin alnına dayanmış doçka namlusunu 'barış çubuğu' zannetmekten vaz geçerdi değil mi? Evet, bu komediyi unutturmaya yeltendiğinizde...

15) PKK "Suriye'de savaş sürerken silah bırakmayız" derken, yani Türkiye topraklarında silah bırakmayacağını açıkça dillendirirken, bununla 'dört parçalı Kürdistan'ın 'Batı' ayağı için Türkiye'deki 'çatışmasızlık ortamı'nı 'stratejik' olarak değerlendirdiği çok açıktı... Siz ise dört parçadan 'kuzey'in ne anlama geldiğini merak bile etmediniz veya öyle göründünüz... Adı ister öngörüsüzlük, ister iç siyasette propaganda fırsatı, ister ihanet, ister cehalet olsun, işte bunun yanınıza kâr kalacağını umduğunuzda...

Yazarın Diğer Yazıları