İnin oradan! İnin!
Ahmet iyi tespit etmiş. Ben de muhalefet sayesinde MHP atakta olduğu mealinde yazmıştım. Diyor ki:
"Var ya.../ Eğer MHP'liler / Genel merkeziyle, muhalifleriyle şu kongre sürecinde harcadıkları enerjinin onda birini seçimi kazanmak için harcasalar.../ Yüzde 30'u bile aşarlar." (Ahmet Hakan, "MHP ile ilgili mini bir tez", Hürriyet, 1 Mayıs 2016).
MHP'lileri harekete geçirecek, motive edecek bir şeyler lâzım.
Baştaki hareketsiz olunca, ardından gelenler kendisini ister istemez frenliyorlar. "Acaba baştaki bizim eforumuzdan şüpheye kapılır, fazla ilgi gösterileceğini düşünerek tavır alır mı?" endişesi içindeler. Bu hâli yakînen biliyorum!
Tembellik, ister istemez herkese sirayet ediyor.
Muhalefet atakta, karış karış Anadolu'yu geziyor, her fırsatta ekrana çıkıyor, röportaj vermekten imtina etmiyor, Balgat'takiler, yine yerlerinden kıpırdamıyorlar, kendilerini anlatmaya üşeniyorlar, Saray'dan medet umuyorlar!
Gidin kendinizi anlatın; 1 Kasım yenilgisini izah edin. Gidin, Saray ağzıyla dahi olsun "Onlar Paralel projesi!" mi diyeceksiniz, "Açık ve net söylüyorum!" mu diyeceksiniz, "Bu böyle biline!" mi diyecekseniz deyin ama çıkın halkın içine!
1- Tembelliğinizden çıkamıyorsunuz: herkes aynı tempoya alışmış, kıpırdamıyor. 2- Korkudan çıkamıyorsunuz; sizi karşılayacak, sizi dinleyecek kimseyi bulamayacaksınız.
Hemen her yazıda söylüyorum: Balgat bitmiştir. İnkıtaları da bitirmiştir. Saray, Balgat'ı paketleyip oraya koymuş, teslim almak için seçim tarihini bekliyor. En kısa zamanda da erken seçim tarihini belirleyecek ve Balgat'taki paketi teslim alacaktır. Ancak o zaman başkanlık hayalini, 367'yle hayata geçirebilecektir.
Ahmet Davutoğlu'nun yetkilerinin kısılması, orasından burasından çekiştirilmesi, itilip kakılması sebepsiz değil. (Merakla bekliyorum. Serok Ahmet Bey ne zaman "Yetti gayri!" deyip ceketini alıp çıkacak? Gururunun bu kadar kırılması fazla değil mi?) Nasuhi Güngör, "Yandaş", kesimde bildiğim ciddî gazetecilerden biridir ve boş konuşmaz, gelecek hesabı yapmaz. "Ahmet Davutoğlu ile yürümüyor" demişse, kulağına gelen sesi seslendirmiştir.
Hesap; 1. MHP üzerinden, 2. A. Davutoğlu üzerinden, 3. Şehitler üzerinden yürütülüyor. Ve Üç hesap da kirli.
367'yi bulmak zorundalar: 1. 17/25 Aralık'ın hesabının kendilerinden sorulmaması için. (Darbe de, kumpas da deseler, suç sabit.), 2. Ergenekon'un hesabı sorulmaması için. (Ergenekon'dan beraat edenlerin, dönemin hükûmetinden hesap sorma hakları saklıdır. Suçu, bir grubun üstüne yıkıp geriye çekilemezler. Önleri açılsa, o grup istediği gibi at koşturamaz, ezbere o kadar ceza veremez, insanları nâ-hak yere hapis yatırttıramazdı, diyeceklerdir.) 3. Şehit hesabı sorulmaması için. (PKK saldırıları onların eseridir, 400'den fazla şehit onların eseridir, şehirlerin kuşatılması onların eseridir. Sonradan PKK'yı tasfiye etme hareketi bir şeyi değiştirmez... PKK'nın güçlendirildiğine dair bütün ikazlara, ortaya konan bütün delillere rağmen PKK'ya verilen taviz ülkemizi bu hâle getirmiştir.)
Mevcut MHP Genel Başkanı ve komitacılar Saray'ın hesabını elbette biliyor ve bile bile ondan medet umuyor, ondan destek alıyor.
Suça ortak oluyorsunuz! İnin oradan! İnin!