İhanetin karşılığı ne?

"HDP Türkiye partisi oldu, olacak..." diyenler şimdi kıvırdıkça kıvırıyorlar. "Türkiye partisi olamadın Selahattin!" diyorlar.

Behey sarsaklar! Bile bile Selahattin'e saz çaldırdınız. Bile bile PKK'lıları gönendirdiniz. Selahattin'i geçin, Abdullah Öcalan'ı neredeyse R. T. Erdoğan'ın "PKK'dan sorumlu başdanışmanı" yaptıracaktınız. Bari, Saray bahçesine komşu olsun, arada bir Reis'le Serok tavla da atsınlar diye köşk yaptırmayı da teklif etseydiniz!

HDP bizatihi PKK'dır ve PKK kanun dışıysa HDP de kanun dışıdır. Bilumum harf yığını teşekkülleri de aynı şekilde kanun dışıdır.

R. T. Erdoğan, dün havaalanında Selahattin'in bölücülük, ayrı devlet kurma sözleri için "ihanettir" demiştir:

"Bölücü örgütün siyasi tarafı, ağzındaki baklayı çıkarmıştır. Bu süreç maskelerin düştüğü süreçtir. Malum eş başkan, Rusya ziyareti sonrasında, kulağına üflenen bazı suflelerin de etkisiyle bir takım hezeyanlar ifade etmiştir. Bu eş başkanın yaptığı açık ve net olarak provokasyondur, ihanettir. Türkiye üzerinde ameliyat yapmak isteyen herkes boynunun ölçüsünü almıştır, bunlar da alacaktır."

TCK'da ihanetin karşılığı nedir? Açın okuyun! Zamanı olmayanlar, erinenler için yazayım. 302. madde:

"Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil işleyen kimse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır."

HDP, DBP... Bunların bir sürü rumuzlu teşekkülleri var... İnceleyin, hepsi 302. maddenin içindedir. Hatta 302'yi takip eden maddelere bile girerler. Dışarılara gidip iş birliği arıyorlar. Muhtemelen kapı arkasında Türkiye haritasını önlerine alıp sınır çiziyorlardır.

Reis'in ağzından "ihanet" sözü çıktı. Kanunlarımız apaçık. Göreceğiz, mahkemeleri... Harekete geçecekler mi, geçmeyecekler mi? "Paralel" deyince, iğne batırılmış gibi, birden yerlerinden zıplayan savcılarımız, hâkimlerimiz, asıl "Paralel devlet" kurmaya kalkan "ihanetçiler" karşısında nasıl bir tavır alacaklar? Yoksa "Bizi bu makamlara diğer 'Paralel' için getirdiler, gerisine karışmayız." mı, diyecekler? Bu vatan üzerinde Reis'in ne kadar söz hakkı varsa, bizim de o kadar söz hakkımız vardır. Hep soracağız, hep soracağız!...

Biri yazıyor: "Demirtaş her açıklamasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasını, HDP her eylemiyle kapatılmayı çoktan hak ediyor. / Ama ABD ve Rusya, Irak ve Suriye'de sınır komşumuz olmuşken, Suriye ve Irak yeniden şekillendirilirken bizim duygularımızla değil, ilm-i siyasetle hareket etmemiz gerekiyor. / PKK'ya bu imkânı yeniden vermeyelim. / Demirtaş'ın mağduriyet edebiyatı yapmasına fırsat vermeyelim." (Abdülkadir Selvi, Yeni Şafak, 30 Aralık 2015).

A. Öcalan da mağdur mu? A. Öcalan da hiç silâh kullanmadığını söylüyor, Selahattin ve gibileri de!

Sen kanunu mu çiğneyelim diyorsun behey adam?! (Yukarıdaki cümleler benzeri bazı köşelerde zaman zaman çıkıyor. Bu tür yazıları ben bölücülere "yardım ve yataklık" olarak değerlendiriyorum!)

Yazarın Diğer Yazıları