‘Hepimiz MHP’liyiz’

MHP’nin çökertilmek istenmesi “açılımlar” ın bir parçasıdır. Kasetler çok önceden vardı; bir iki ayın işi olamaz. Maksat MHP’yi “temiz”e çıkarmak olsaydı, seçimlere çeyrek kala piyasaya sürülmezdi.

***


Hadi Özışık’ın kurduğu İnternethaber’de Nazım Alpman’ın yazısının başlığı:
“Hepimiz MHP’liyiz.”
Nazım Alpman sol cenahtan gelmiş tecrübeli bir gazetecidir. O da “Hepimiz MHP’liyiz” başlığını atabiliyor ve bunu bütün kalbiyle destekliyorsa, Ülkü Ocakları’ndan gelmiş, Ocak ve MHP gençlik kollarının değişik kademelerinde sorumluluklar üstlenmiş bizler, şu zamanda “yazar kibri” ni bir tarafa bırakıp “yamyamlar” ın ağzına ot tıkamalıyız.
Ülkemizi Taşnakçılara, PKK’cılara râm etmek isteyenlerin “açılımlar” ının önündeki en büyük engel Milliyetçi Hareket’tir. Ülkücüler “ayıplı” hâle getirilir, sindirilirlerse, meydan Türkiye üzerinde hesapları olanlara kalacaktır. Kitleler art niyetlilerin ve gafillerin adım adım ülkeyi şekillendirmesini, etnikçiliği siyasî alanda meşrulaştırmasını ve giderek toprak bütünlüğüne kastetmesini çaresiz seyredecek, zihinlerinde bir şeylerin ters gittiği uyanmaya başladığında iş işten geçmiş olacaktır.

***


Demokrasiden bahsediliyor... Demokrasimizdeki eksiklikten dem vuruluyor.
Bunları diyenlerin kastı, insanlarımızın farklılaştırılmasıdır. Onlara göre insanlarımız birbirinden ne kadar çok ayrıştırılırsa ülke o kadar demokratik olacaktır!
Halkın demokrasiyi öyle anlaması için ellerindeki bütün imkânları kullanıyorlar... İktidar partisini kullanıyorlar, basın-yayın organlarını kullanıyorlar, AB’yi kullanıyorlar, Kandil’i kullanıyorlar, İmralı’yı kullanıyorlar, koro hâlinde insanlarımızın üzerine geliyorlar... İnsanlarımızın üzerine gelirken, karşılarında öyle bir kaya duruyor ki, delip geçmeleri mümkün değil; öyleyse bir kaldıraç kullanalım: Kasetler!
Asıl demokrasinin olmazsa olmazı, ülke insanını birbirine yabancılaştırmak değil; açık, adil seçim yapmaktır. İktidarda olan partinin, seçimde kimsenin aklında bir şüphe bırakmaması gerekir.
Ama öyle mi?
Seçimlere şimdiden şaibe karışmıştır. Bir partiye komplo kurulmuştur. Güneydoğu’muzun birçok ilinde silâhın gölgesinde seçime gidilmektedir. Başbakan geldiğinde bile Hakkâri’de bütün sokaklar silâh gücüyle boşaltılmış ve Başbakan Recep T. Erdoğan, “BDP’liler! Ayıp ediyorsunuz!” demekle yetinmiştir. PKK ile işbirliği yapan belediye başkanı esnafı korkutmuştur. Ama o belediye başkanı ne teftişe uğramıştır, ne görevinden alınabilmiştir. Bu da silâhın gücüdür. Güneydoğu’da, özellikle köylerde kimse BDP’nin (PKK’nın) bağımsız çıkardığı adayın dışındakilere oy veremez. Oy kullanacak insanlara “Korkmayın, kimse bir şey yapamaz; oylarınızı istediğiniz partiye atın” da diyemez. Çünkü devlet onları koruyamıyor. Seçimden sonra PKK militanları tek tek kimin nereye oy verdiğini araştırıp buluyor ve “gereği” ni yapıyor.
MHP’de kasetler çıkarılmıştır. “Arızalı” insanların “arızaları” ortaya dökülmüştür. Bunların parti yönetiminde olmaları hiç önem taşımaz. İyi düşünmeliyiz. Milliyetçi Hareket kişilerle kaim değildir. Bizde çok örneği var. Kişiler gidince partileri de gitmiştir. ANAP... Turgut Özal gitti, parti gitti. DYP... Süleyman Demirel gitti, parti gitti. DSP... Bülent Ecevit gitti, parti gitti.
Milliyetçi Hareket’in bekası millî birliğin bekasıdır. Seçim arifesinde kaset çıkartmak, kesinlikle “eski” veya “farklı” “Ülkücüler” in partiyi düşünmeleriyle alâkalı değildir.
Tamamen “açılımcılar” ın işini kolaylaştırmak, önlerindeki geçilmez kayayı bir tarafa çekip yol açmaktır. Seçim şaibelidir... Kasetle şaibelidir ve bir o kadar da PKK’nın bir çok şehre, ilçeye, köye, mezraya hâkim olmasıyla şaibelidir.
PKK’nın önü açık, MHP’nin önü kapalı... Bu bile herkesi uyandırmalıdır. Bugün:
“Hepimiz MHP’liyiz!”

Yazarın Diğer Yazıları