HDP kapatılmasınmış!
Bir partinin kapatılması hukukî meseledir; indî mesele deği... Hem uluslararası kanunlara tâbiyiz, hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na.
“HDP kapatılmasın!” diyenler üstelik aptalca lâf da ediyorlar: “HDP, Herri Batasuna’nın da ötesinde. Kapatılması için şartlar fazlasıyla mevcut. Ama siyaseten kapatılması uygun değil!”
Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üyesi ve eski CHP milletvekili Rıza Tüzmen’in 2009’da, ETA’nın siyasî uzantısı Herri Batasuna (Halkın Birliği Partisi)’nın kapatılmasının AİHM’nce uygun görülmesine dair bir yazısı var. Bir bölüm aktaracağım:
“2002 yılında İspanyol Parlamentosu siyasal partilerle ilgili bir yasa kabul etti. Yasa, demokrasi ve anayasal değerlere açıkça aykırı düşen eylemlerin odak noktası olan siyasal partilerin kapatılabileceğini öngörüyor. 2003 yılında, Bask bölgesinde faaliyet gösteren Herri Batasuna partisi bu yasa gereğince Yüksek Mahkeme tarafından kapatılıyor.
Kapatma gerekçeleri arasında, Herri Batasuna Partisi’nin, terör örgütü ETA ve onun alt kuruluşlarıyla organik bağı bulunduğu, değişik tarihlerde gerçekleştirilen terör eylemlerini kınamaktan kaçındığı, parti sözcüsünün ” yasal olan ya da olmayan her yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz “ gibi beyanları, terörizmi destekleyen afişler asmaları, halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik etmeleri gibi gerekçeler var. / Yüksek Mahkeme kararı Anayasa Mahkemesi tarafından onanıyor. Anayasa Mahkemesi kararında, ” bir siyasal partinin terörist saldırıları kınamaktan kaçınmasının bazı durumlarda terörizmi zımnen desteklemesi “ anlamına geldiğini belirtiyor. / Herri Batasuna Partisi bu kararlara karşı AİHM’ye başvurdu. Sözleşme’nin siyasal parti kurma özgürlüğünü düzenleyen 11. maddesi ile düşünce özgürlüğüne ilişkin 10. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürdü. AİHM 5. Dairesi, 30 Haziran 2009’da verdiği kararla bu şikâyetleri reddetti. Herri Batasuna Partisi’nin kapatılmasını doğru buldu.” (Milliyet, 3 Temmuz 2009).
Ülke birliğine, cana kastedenleri savunmanın fikir hürriyetiyle ne alâkası var?!
Kendilerini “demokrat” ilân eden bizdeki sol ve sağ liberaller PKK’yı savununca, yurt içinde ve dışında belli çevrelerde hep itibar görmüşlerdir. Bunun için bölücü savunuculuğu, bir statü meselesi hâline gelmiş/getirilmiştir. Bu anlayış yıkılmalıdır!
PKK unsurları ağır bombardımana tâbi tutuluyor. Bu kadar ağır bombardımanın ardından, muhtemelen kara harekâtı başlayacaktır.
Cephe gerisinde akordu bozuklar cık cık ötüyorlar. Ülkenin ekmeğini yiyip ihanet şebekeleriyle işbirliğine giren bu şımarıklara karşı da tedbir elzemdir!
2012’de, BDP’nın kapatılmasıyla ilgili bir yazımda, İspanya’da Bask’ın yayın organı Egin’in çıktığı Harnani kasabasındaki gazetenin dış haberler şefi bir hanımla görüştüğümü, sonra aradığımda bu hanımın “bölücü” propagandadan hapse atıldığını öğrendiğimi yazmıştım. Adamlar kanunlarını işletiyorlar. Bizde “demokrat” görüntülü basın yayın organları ilânihaye bölücülerin propaganda merkezi.
Cephe gerisini sağlama alamayanların cephede mağlubiyete uğramaları kaçınılmazdır.