Habertürk'e ceza verenler ekonomiyi düzeltemez!..
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın sözleri nedeniyle, Habertürk kanalına 5 kez program durdurma ve en üst sınırdan idari para cezası verdi. Şimdi bunun ekonomi ile ne alakası var diyeceksiniz. Size tek tek anlatayım…
Önceki yazılarımızda yükselen kurların Türk imalat sanayisini vuracağını, üretilen mamullerin fiyatlarının dış girdi bağı ile yükseleceğini söylemiştik. Türkiye'nin ithal ettiği malların %90'ı yarı mamul/ ham madde olunca kur artışlarının ekonomide enflasyon yaratmaması mümkün olabilir mi?
TUİK Kasım ayına ilişkin Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) rakamlarını açıkladı. Buna göre TÜFE yıllık %14,03, aylık %2,30 arttı. Gelen rakamlar piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde. Buna rağmen rakamların gerçeği yansıtmadığını tüm ülke biliyor. Çünkü Antalya Ticaret Borsası'nda domates yıllık %75, sebze yıllık %69, meyve yıllık %48 artarken TUİK raporuna göre gıda da yıllık artış sadece %21,08.
Rakamın sıkıntılı olduğunu geçtim. Gelelim ne gibi sonuçlar doğuracak ona bakalım.
1-Yükselen enflasyon tekrar Lira'dan kaçışı doğuracak ve dolara olan talebin artacağını göreceğiz. Bu da dönüp dış girdi maliyeti yolu ile yine sanayimizi vuracak. Kur-Enflasyon döngüsü daha da hızlanacak.
2-Dolardaki artış, Lira'dan kaçış yeni faiz artırımlarını beraberinde getirecek. Zaten durmuş yatırımlar daha da azalacak. Mevcut firmaların borçlarına takla attırmaları zorlaşacak. Kapanmalar artacak. İşsizlik pandemi geçse bile yükseldiği 10 milyon rakamında kalıcı bir sorun haline dönüşecek.
Resmi rakamların düşük olmasına rağmen enflasyon konusunda Türkiye'nin dünyada geldiği yeri aşağıdaki grafikte görebilirsiniz. (Kaynak: Gizem Uzuner/ BloombergHT)
Türkiye Kasım rakamları ile Zambiya'nın arkasında ikinciliği kapmış durumda. Refah artışında, iş bulmada, zenginlikte sonlarda olan ülkemiz konu pandemi, enflasyon, gelir dağılımı bozukluğu olunca ilk üçe giriyor.
Gelecek için korkuları artıran sadece bu gelişmeler değil. Üretici fiyatları enflasyonuna baktığımızda rakamın son derece kötüye gittiğini görüyoruz. Yani malların firmalardan çıkmadan fiyat değişimlerinin ölçüldüğü endeks uzay roketi gibi yukarı çıkıyor. TUİK raporuna baktığımızda Yurt içi üretici fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE) yıllık %23,11, aylık %4,08 arttığını görüyoruz.
Peki bu ne demek? Patronlar kur nedeni ile artan girdi fiyatlarına bağlı pahalı üretim yapıyor. Ancak bu %23'lük artışı henüz tüketicilere yansıtmadılar. (Unutmayın TÜFE %14 ve ÜFE ile arasında 9 puan fark var) Patronlar kur nedeniyle oluşan maliyet yükünü zamla tüketiciye yansıtırlarsa talebin sıfırlanmasından korkuyorlar. Peki firmalar bu yükü ne zamana kadar taşıyacak? Bir yerde bu zincir kopacak. Ya zamlar yağmur olacak ya firmalar maliyet baskısı ile batacak…
Çıkış var mı diye sorabilirsiniz. Çıkış elbette var. Sözde değil özde reformlar ve demokrasi bizi bu kâbustan kurtaracak tek yoldur. Ancak gazetecilerin mahkemelere çağrılıp hapislere atıldığı, TV kanallarının HalkTV, Tele1 ve son olarak Habertürk örneklerinde görüldüğü gibi karartılıp, ağır para cezalarına maruz bırakıldığı sistem ve yönetim sürdükçe, dış ve iç yatırımcılar ekonomiye güvenmeyecektir. Güven olmadıkça yatırımlar artmayacak, kur ve işsizlik sorunu da vatandaşın peşini bırakmayacaktır.