Fakirlik zirve yapacak!
Okurlarımız bu yazıyı eğer pazartesi öğleden sonra okuyorlarsa TUİK tarafından açıklanan 'Tüketici Fiyat Endeksi' (TÜFE) yani enflasyon verileri çoktan açıklanmış demektir.
Türkiye'de yaşadığımız bütün sorunların temelinde enflasyon var. Mal ve hizmet fiyatlarındaki artışı bir türlü durduramıyoruz. Aslında enflasyonu düşürmek sanıldığı gibi çok zor değil. Sadece doğru politikaları oluşturmak ve bunu kararlılıkla uygulamak gerekiyor. Sağlam bir siyasi iradenin çözemeyeceği ekonomik sorun yoktur.
Peki Türkiye'de iktidar enflasyonu neden düşüremiyor? Neden rakamlara makyaj yaparak algıyı yönetmeye çalışıyor? Rakamlar makyajlanınca, çarşı da pazar da fiyatlar düşüyor mu? Elbette ki hayır.
O zaman önce kök nedene inelim. Yani enflasyon neden var? Türkiye'de fiyat artışları iki kaynağa dayanıyor: Tarım ve Sanayi. Tarıma baktığımızda şunu görüyoruz: 2009 krizinde Amerika'da basılan dolarlar dünyada sermaye maliyetini ucuzlattı. Yani bol para her yeri sardı. Bu durum Türkiye'de de kuru düşürünce çiftçi ikinci plana itildi. Daha ucuz diye her tür tarımsal ürünün ithalatı başladı. Bir zamanlar kendi kendine yeten ülke Türkiye samanı bile ithal eder hale geldi. Hatırlayın çiftçi girdi maliyetlerinden şikayet edince ona 'Ananı da al git' denmedi mi?
İthalata dayanmak tarımsal üretimi dramatik bir şekilde düşürdü. 2002'de ekilen tarım alanı büyüklüğü 18 milyon hektar iken bu alan 2019 yılında 15 milyon hektara kadar düştü. Aynı dönemde Türkiye'nin nüfusu ise 66 milyondan 83 milyona çıktı.
Kur artmaya başladığında ise yerli üretimin değeri anlaşıldı ama artık çok geç idi. Çünkü çiftçi şehirdeki AVM'de ya güvenlik görevlisi ya da tezgahtar olmuştu…
Yukarıdaki hüzünlü hikaye nedeni ile her enflasyon verisi açıklandığında gıda fiyatlarındaki artışı görmek artık bir klasik haline geldi.
Enflasyonu oluşturan ikinci kök neden ise dışa bağlı sanayi. Yarı mamulü dövizle alıp üretim yapma stratejisi iflas etti. Kur arttıkça mamul fiyatları yukarı gitti ve pahalı hale gelen ürünler tüketilmedi. Bu da durgunluk yarattı. Durgunluk ise firmaların işçi çıkarmasına, işsizlik ise toplam talebin gerilemesine ve sarmal şeklinde krizin artmasını doğurdu.
Çözüm Nedir?
Enflasyon için çözüm net. Tarımda reform yapmak gerekiyor. Yani üretimi artırmak, verimli üretim yapmak. Ürünü aracısız tüketiciye ulaştırmak. Bunun için gereken yapı ise kooperatifler. Kooperatifler bölünmüş çiftçiyi tek çatıda toplar, üniversite ile işbirliği yapar, modern üretim yöntemlerini çiftçiye öğretir. Ürünü tüccara bırakmadan şehirlere yollar böylece hem çiftçi kazanır hem de tüketici ucuz gıdaya ulaşır.
Peki iktidar kooperatifleri neden istemez? Çünkü kooperatifler birleşik çiftçi demektir. Süte, fındığa değerini vermezseniz bir de bakmışsınız ki kooperatifler Saray'ın kapısına dayanmış! Kim başının ağrımasını ister?
Kooperatifçilik detaylı çalışma gerektirir, bölgelere ve ürünlere göre modeller kurmanız şarttır. Kurulurken mücadele etmeniz gerekir. Aracı, tüccar, halci, ağa gibi 'hatırlı' partilileri aşmanız gerekir.
İşleri yoluna koymak için sadece tarımı düzeltmek de yetmez. Sanayide de reformlar şart. Yani yarı mamulü ülkede üretmek gerekiyor. Bu iş ise adeta üretimde devrim yapmak gibidir. Bu görevi sadece özel sektöre verip mucizenin gerçekleşmesini beklemek ise boşunadır. Zira yarı mamul üretimi demek milyarlarca dolarlık yatırımların yapılması demektir. Bunun için de tıpkı Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi devlet aklı ve sermayesi öncü rolü oynamalıdır. Ancak devletin bu rolü an itibari ile oynaması için liyakatli personel ve iyi planlara ihtiyaç vardır.
Bütün bu anlattıklarımı yapacak siyasi irade Türkiye'de var mı? Ben göremiyorum. Gördüğüm gerçek, boşalmış bir kasa ve artan kurlar. Kur arttıkça girdi fiyatları ile zehirlenen sanayi ve artan fiyatlar. İşte bu nedenle önümüzdeki dönemde fiyatlar zirve yapacak ve fakirlik artacak.