En çok kadın cinayetleri neden Ak Parti iktidarında?
En çok kadın cinayetleri Ak Parti iktidarında işleniyor. “İslâmcı” iktidar döneminde taciz tecavüz vakaları binde 1400-1500 arttığından bahsediliyor.
25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ilân edilmiş. Kadına dair konuşan konuşana. Recep T. Erdoğan da konuştu. Dinlediğim kadarıyla cinayetler için bir şey söylemedi.
Geçen ekim ayında öldürülen kadın sayısı 19. Şüpheli kadın ölümü ise 18.
Herhâlde Ak Parti iktidarında kadın değersizleştirildiği için öldürülüyor diyemeyiz. Aksine kadın Ak Parti iktidarında öne çıkmıştır.
Şimdiye kadar üzerinde duruldu mu bilmiyorum, Ak Parti’yi iktidara getirenler de kadınlar diyebiliriz.
28 Şubat vetiresinde kadınlar hedefe konmadı mı? Yok başını örtmeyeceksin, yok şöyle giyineceksin... Sakala da tavır vardı ama kadınlara tavır kadar etkili olmadı. Kadın her yerde sınırlandırıldı. İnsanlarımızın inançları, gelenekleri hiçe sayıldı.
Kadın kimdir, necidir, iktidarı, gücü var mıdır, hesap edilmedi.
Kadın sen ben o... Ana, bacı, yavrudur; canımızdır.
28 Şubatçıların zihni kalıplaşmış: İlla “şeriat”la mücadele edilecek? Şeriattan ne anlıyorlar da şeriatla mücadele ediyorlar?!
Şeriat uygulamasının öz ifadesi “nas”tan, illa “nas” (nass) diyenler ne anlıyorlar? “En tepe” kızacak ama hiçbir şey anlamıyorlar.
İbn Hadun Üniversitesi’ni açarlar, ama İbn Haldun’u tanımazlar. Kitabını didikleye didikleye okusalar, öyle fikirler ihtihraç edecekler ki, “Biz ‘nas’ derken, duran zamanı mı, yürüyen zamanı mı kastediyoruz.” diyecekler.
İbn Haldun adaleti öne çıkarmıştır:
“Yönetimin (el-mülk) gücü ancak hukukun uygulanmasıyla gerçekleşir.
Hukuk ancak yönetim (el-mülk) tarafından uygulanabilir.
Yönetici ancak halk (er-ricâl) vasıtasıyla güç kazanabilir.
Halk servet (el-mâl) olmadan varlığını sürdüremez.
Servet, gelişme (el-imâre) olmaksızın elde edilemez.
Gelişme adalet (el-adl) olmadan sağlanamaz.
Adalet, Allah’ın insanoğlunu değerlendireceği ölçüdür (el-mîzân).
Adaleti sağlama sorumluluğu yöneticinin görevidir.” (M. Umer Chapra, “İbn Haldûn’un Gelişme Teorisi Günümüz İslâm Dünyasının Düşük Performansını İzahta Yardımcı Olur mu?”, İslâm Araştırmaları Dergisi, S. 16, 2006)
Kadın her yerde öldürülüyor, her yerde tacize, tecavüze uğruyor.
Sibyan mektepleri açan, ilkokulundan üniversitesine kadar bütün eğitim müesseseleri imam hatipleştirmek için hiçbir fırsatı kaçırmayan, sıralı eğitim dışında her yerde medreseler, Kur’ân kursları açan, tarikatları/cemaatleri baş tacı eden Ak Parti iktidarında, her sahada menfîlik neden? Hususiyetle kadın cinayetleri... İbn Haldun’un “adalet” vurgusunu hiç kaale almadıkları için diyebilir miyiz?!
***
Basın yayın organlarına bakıyorsunuz, “Erkekler kadınları öldürdü” haberleriyle dolu. Elbette çoklukla erkekler kadınları katlediyor. Ama, burada vurgu sürekli erkek üzerine yapılıyor.
Şu habere bakın: “Çankırı'da Kezban G., evli olduğu erkek Yakup G. adlı erkek tarafından çocuklarının gözü önünde bıçaklanarak öldürüldü.”
İlla “erkek” vurgulanacak. Zaten “kocası” deniliyor. Koca “erkek” değil mi?! Üstelik iki defa vurgulanmış. Editör haberi gözden geçirse hemen yanlışı da görecek, haber gözden de geçirilmiyor. “Erkek” kadını öldürdü mü, yüz defa “erkek” yazabilirsiniz!
“Erkek” derken, bükün erkekler hedefe konuyor, cinsiyet ayrımına gidiliyor.
Erkek varsa kadın var, kadın varsa erkek var.
***
Şu ayet-i kerîmeler üzerinde Saray ve çevresi bir daha bir daha düşünsün:
“Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir.” (Ra‘d 13/11)
“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rum, 30/41).