Dolar ve enflasyonda zorlu bir kış geliyor!
Önceki yazılarımızda 'Kur Geçişkenliği' ile ekonomide enflasyon riskine dikkat çekmiştik. Gelen son veriler bu riskin gerçekleşmeye başladığını gösteriyor. Başka bir ifade ile, dış girdi maliyetlerinin kur artışı ile yükselmesi, raporlara da yansıyan 'nihai ürün fiyatlarında' artışı doğurmuştur.
TUİK tarafından açıklanan enflasyon raporları yaklaşan tehlikeyi gözler önüne serdi. Buna göre 'Tüketici fiyat endeksi' (TÜFE) yıllık %11,77, aylık %0,86 arttı.
Alt detaylara baktığımızda aylık bazda %14 ile sağlık, %13'lük artışla gıdanın öne çıktığını görüyoruz. İhmal edilen tarım ile gıda fiyatları yukarı çıkarken, dışa bağlı imalat ile sanayi ürünlerinin fiyatı artmıştır.
Bizleri kış ayları için endişeye iten konu ise 'Yurt içi üretici fiyat endeksi' (Yİ-ÜFE) oldu. Rapora göre ÜFE yıllık %11,53, aylık %2,35 arttı.
TÜFE yatay seyrederken, ÜFE'nin Mayıs ayında %5,53'den başlayarak, Haziran ayında %6,17 Temmuz ayında %8,33 Ağustos ayında %11,53 değerine yükselmesi önümüzdeki dönem için şu mesajları veriyor:
1-Üreticiler üzerindeki kur kaynaklı 'maliyet baskısı' artmaya başlamış.
2-Artan maliyeti üreticiler henüz tüketicilere yansıtmıyor. Yansıtırlarsa ürünlerin satılmayacağını, bunun da firmaya nakit akışını keseceğini biliyorlar.
3-Artan firma maliyetleri tüketicilere yansıtılmadığı için borçlanma ile şirketler yüzdürülmeye çalışılıyor.
4-Kredilerle firmaların nakit ihtiyacını karşılamak bir noktaya kadar mümkündür. Birkaç ay sonra bu maliyet artışları piyasaya yansıyacaktır.
İşin sıkıntılı tarafı ise ÜFE ile başlayan 'enflasyon dalgasının' kurun 7,30 seviyesi üstünde kalması halinde çok daha yıkıcı hale geleceğidir. Bu da resmi rakamlarda üstü örtülmeye çalışılsa da geniş halk kitlelerinin fakirliğinin artması demektir.
Çizdiğimiz bu tabloyu karamsar bulanlara somut bir kanıt daha gösterelim. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Sanayi Odası (İSO) PMI rakamları açıklandı. PMI yani satın alma yöneticileri endeksi "ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen" verilerdir.
Temmuzda 56,9 olarak ölçülen manşet PMI Ağustos'ta 54,3'e geriledi. Bakın raporda konuyla ilgili ne deniliyor: "Diğer taraftan, enflasyonist baskıların yükseldiğine ilişkin sinyaller dikkat çekti. Hem girdi maliyetleri hem de ürün fiyatlarında yaklaşık son iki yılın en keskin artışı gerçekleşti."
Sanayiciler de üretim çarklarının dönmeye başlaması ile sistemin tekrar enflasyon üretmeye başladığını bu raporla dile getirmiş oldular.
Kur cephesine baktığımızda ise, Lira'nın enflasyonla değer kaybetmesi dolar/TL üzerinde yukarı yönlü baskıları artıracaktır.
Ayrıca Ticaret Bakanlığı verilerine göre Ağustos ayında ithalat %20,64 artarak 18,7 milyar dolara çıkmış, ihracat %5,74 azalarak 12,4 milyar dolara düşmüştür.
Cari açıktaki bu olumsuz rakamlar kasanın büyük bir hızla boşaldığı anlamına gelmektedir. Ekonomideki yapısal sorunlara eklenen 'Virüs' ile yaşadığımız ihracat ve turizm kayıpları da işin tuzu biberi olmuştur. Rezervlerin 'swap yani borç para' ile şişirilmesi görüntüyü kurtarsa da tabeladaki dolar/TL değerini kış aylarında düşürmeye yetmeyecektir.
Tarım, imalat, hukuk ve eğitim reformlarından uzakta durulan her saniye, kamu maliyesinde tasarruf edilmeyen her gün, vatandaşa zorlu bir kış olarak dönecektir.