Divanu Lügati’t-Türk’ten sonraki en önemli eser!

Prof. Dr. Mertol Tulum, Türk diline dair ilmî çalışmalara örnek olacak son derece önemli bir esere imza atmıştır: “17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı”. Eser, tek cilttir; 1960 sayfadır ve birbirinin devamı, biri olmazsa diğeri eksik kalacak iki kitap bir aradadır. İlki “Birinci Kitap. Meninski’nin Thesaurus’u ve XVII. Yüzyıl İstanbul Türkçesi” . Kitabın alt başlığı eserin mahiyetini ortaya koyuyor: “Meninski’nin Thesaurus’u ile Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sine ve Başka Metinlerden Derlenmiş Verilere Göre XVII. Yüzyıl İstanbul Türkçesinde Sesler ve Ses Benzeşmeleri Üzerine Bir İnceleme”. Bu çalışma 202 sayfadır.
İkincisi: “İkinci Kitap. XVII Yüzyıl Türkçesi Söz Varlığı” . Alt başlık: “Meninski’nin Türkçe Latince Sözlüğünde Yer Alan Kelimelerin Dizini Niteliğindeki Onomasticum Adlı Ek Ciltten Toplamış Malzemenin Gözden Geçirilmesi, İşlenmesi ve Yeniden Düzenlenmesi İle”.
İkinci Kitap’ta 207’den 238’e kadar bir değerlendirme, 243’ten 1960’a kadar A’dan Z’ye sözlük maddeleri yer alıyor. Kısaca “sözlük” diyorum; Hoca ise, “sözlük” demiyor, “söz varlığı” diyor ki, “söz varlığı” (Vocabulary) ile “sözlük” (dictionary) öz olarak aynı ama mahiyeti izahta büyük fark vardır.
2011 yılı Evliya Çelebi yılı idi. Kitap, bu yıl da, Türk Dil Kurumu (TDK) yayınları arasından çıktı. Eser, TDK başkanlığında halef ve selef olan İ.Ü. Edebiyat Fakültesinden öğrencileri Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın zamanında karar alınıp basılmış ve Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin zamanında yayılması için özel çaba gösterilmiştir. Muhakkak Prof. Dr. Mertol Tulum’u, her ikisinin de yetkin birer ilim adamı olarak yetişmeleri ve bu makama gelmeleri mutlu etmiştir.
Prof. Dr. Mertol Tulum’un imzasını daha lise öğrencisiyken Töre dergisinin ilk sayılarındaki makalelerinden tanıdım. (Töre, o dönem gençliğin “mekteb” iydi. Prof. Dr. Erol Güngör’ün Ziya Gökalp’i ilk tenkidini de aynı dergide okuduğumuzu hatırlatayım. Mertol Tulum Hocam o sıra daha asistandı. (Hakikatte de hocamdır.)
Türk diline büyük hizmeti olan Meninski (1620-1698) aslen Fransız’dır. Polonya’da yetişti. Roma’da okudu. Polonya’da krallık sarayında şarkiyat şubesinde çalıştı. 1653’te Polonya büyükelçisiyle İstanbul’a geldi ve 13 yıl kaldı; Türkçeyi, Arapçayı, Farsçayı öğrendi. 1661’de Viyana’ya gitti, I. Leopold’un emrinde tercümanlık etti. 1680’de I. Leopold’a ithaf ettiği sözlüğünü, bu sözlük için özel olarak kurulan bir matbaada bastırdı.
Yarın, Prof. Dr. Mertol Tulum’un eser için yazdığı etraflı ön sözden hareketle daha ayrıntılı bilgi vereceğim. Hoca’nın ön sözünden aktaracağım şu cümle sözlüğün önemini ortaya koyacaktır:
“Divanü Lûgati’t-Türk’ten sonra Türkçe için hazırlanmış ikinci büyük sözlük sayılması gereken değerdedir.”

Yazarın Diğer Yazıları